2.1 Fiyat İstikrarı ve Para Politikası
2.1.1 Genel Değerlendirme
2023 yılının ilk yarısında iç talep kaynaklı güçlü seyreden iktisadi faaliyet, yılın üçüncü çeyreğinde çeyreklik bazda ivme kaybetmiş, son çeyrekte ise gücünü korumuştur. Üretim tarafından bakıldığında, 2023 yılında büyümenin temel sürükleyicisi olarak hizmetler sektörü öne çıkmıştır. Sanayi sektörü katma değerinin yılın ilk yarısında deprem kaynaklı etkiler ve dış talepteki zayıf seyirle yıllık büyümeye negatif katkısı yılın ikinci yarısında pozitife dönmüştür. Böylece, yılın ikinci yarısında üretim tarafından büyüme kompozisyonunda sanayi ve hizmetler arasında daha dengeli bir görünüm oluşmuştur. Harcamalar tarafında ise yıllık bazda nihai yurt içi talebin katkısı yüksek seviyesini korumakla birlikte, özel tüketim büyümesindeki yavaşlamanın da etkisiyle gerilemiş, net ihracatın yıllık büyümeye negatif katkısı 2023 yılı ikinci yarısında azalmıştır. Diğer taraftan yatırımlar, makine-teçhizat yatırımları öncülüğünde yıllık büyümeye güçlü katkı vermiştir.
Cari işlemler dengesi 2023 yılında 45,4 milyar ABD doları açık vermiştir. Cari işlemler açığına yıllık bazda en yüksek negatif katkı enerji dengesinden gelmekle birlikte, söz konusu negatif etki bir önceki yıla kıyasla gerileyen enerji fiyatları neticesinde azalmıştır. Altın ve enerji hariç dış ticaret dengesi ise güçlü iç talebin de etkisiyle cari dengeye negatif katkı verirken, hizmet kalemlerinin cari dengeye pozitif katkısı artarak sürmüştür. Cari dengenin finansmanı tarafında, doğrudan yatırımlar, ağırlıklı olarak yurt dışı yerleşiklerin gayrimenkul alımları kaynaklı devam etmiştir. Portföy yatırımları kanalından ise yılın ilk yarısında hisse senedi ve Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasalarında çıkışlar olurken, haziran ayından itibaren söz konusu piyasalara sermaye girişleri gözlenmiştir. Öte yandan, 2023 yılında sermaye girişleri büyük oranda yurt dışı yerleşiklerin mevduatındaki artış kanalıyla gerçekleşmiştir. Yıllıklandırılmış olarak bankacılık sektörünün uzun vadeli borç çevirme oranı 2023 yılının son iki ayında yüzde 100’ün üzerine çıkarak aralık ayında yüzde 114 seviyesinde gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yüzde 100’e yakın olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı finansman imkanlarında iyileşme olduğu görülmektedir.
2023 yılında iktisadi faaliyette gözlenen güçlü seyir iş gücü piyasasına da yansımış ve işsizlik oranındaki düşüş eğilimi sürmüştür. 2023 yılında işsizlik oranı bir önceki yıla göre 1,0 puan düşerek yüzde 9,4 seviyesine gerilemiştir. Böylece 2023 yılında toplam istihdam bir önceki yıla kıyasla yaklaşık 880 bin kişi artarak 31,6 milyon kişi olmuştur.
Tüketici fiyatları yıllık enflasyonu 2023 yılının ilk yarısında uluslararası emtia fiyatlarındaki gerileme ve Türk lirasındaki istikrarlı seyir ile yavaşlamış, yılın üçüncü çeyreğinde döviz kuru, ücret, vergi ayarlamaları ve enerji fiyat artışlarının etkisiyle belirgin şekilde yükselmiştir. Yılın son çeyreğinde ise atılan politika adımlarının etkileri ile enflasyonun ana eğiliminde iyileşme görülmüş, tüketici enflasyonu yılı %64,8 seviyesinde tamamlamıştır. Çekirdek göstergelerden B ve C’nin eğilimi yılın son çeyreğinde önemli ölçüde yavaşlarken, yıllık enflasyonları sırasıyla %68 ve %70,6 olarak gerçekleşmiştir. Yıl genelinde, enflasyondaki artışın temel belirleyicileri döviz kuru gelişmeleri ve ücret ayarlamaları olurken, vergi düzenlemeleri enflasyon görünümünü etkileyen bir diğer unsur olmuştur. Toplam talep koşulları yılın ikinci yarısında ivme kaybetmekle birlikte yıl boyunca enflasyonist düzeyde kalırken, ithalat fiyatlarında ABD doları bazındaki gerileme enflasyon gelişmelerini olumlu yönde etkilemiştir. Yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda elektrik ve doğal gaz kalemlerinde hane halklarına yönelik sübvansiyonlar enflasyon görünümünü olumlu etkilerken, yılın ikinci yarısında açıklanan vergi tedbirleri ve yönetilen fiyat düzenlemeleri enflasyonu yükseltici yönde olmuştur. Enflasyon beklentileri, parasal sıkılaşmanın da desteğiyle eylül ayı itibarıyla iyileşme göstermeye başlamıştır. Üretici enflasyonuysa yılın ilk aylarında uluslararası emtia fiyatlarındaki olumlu görünüm ve baz etkisinin desteğiyle önemli ölçüde gerilemiş, yılın kalanında ise döviz kuru gelişmeleri başta olmak üzere maliyet yönlü etkilerle yükselerek yılı %44,2 seviyesinde tamamlamıştır.
TCMB 2023 yılının ilk yarısında şubat ayındaki 50 baz puanlık indirim haricinde politika faizini sabit tutmuştur. Haziran ayında başlayarak enflasyonla mücadele kapsamında fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol edilmesine yönelik TCMB parasal sıkılaşma döngüsüne başlamıştır. Bu çerçevede, Haziran-aralık ayları arasındaki yedi Para Politikası Kurulu toplantısında politika faizi toplamda 34 puan artırılarak %8,5 düzeyinden %42,5’e yükseltilmiştir. Haziran ayından itibaren yapılan parasal sıkılaştırma süreci, mikro ve makroihtiyati çerçevenin piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirilmesiyle de desteklenmiştir. Bu doğrultuda, yumuşak bir geçiş için sadeleşme politikası kademeli olarak uygulanmış, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma adımları atılmıştır. Bu süreçte TCMB, faiz kararlarının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleme amacıyla, kullandığı sterilizasyon araçlarının çeşitliliğini arttırarak miktarsal sıkılaştırma adımları atmıştır.
2.1.2 2023 Yılı Gelişmeleri
Para Politikası Gelişmeleri
Para Politikası Kurulu politika faizini 2023 yılının ilk toplantısında %9 seviyesinde sabit tutmuştur. Deprem felaketi sonrasında 2023 şubat toplantısında kurul faizi 50 baz puan düşürerek %8,5 seviyesinde belirlemiştir. Haziran ayına kadar politika faizi bu seviyede tutulmuştur. Bu dönem boyunca makroihtiyati politikalar finansal istikrarın sağlanmasında gittikçe artan bir öneme sahip olmuştur.
Yılın ilk yarısında yurt içi talepteki güçlü seyir cari işlemler dengesine ve finansman koşullarına olumsuz yansımıştır. Bu sürece uluslararası rezervlerdeki azalışın da eşlik etmesi finansal piyasalarda oynaklıkları artırarak fiyatlama davranışlarında belirgin bir bozulmaya işaret etmiştir. TCMB, haziran ayında enflasyonun ana eğiliminin yükseldiğini belirterek mevcut parasal ve finansal koşulların enflasyonu orta vadede %5 hedefine ulaştırmaktan uzak olduğu tespitini yapmıştır. Bu çerçevede, haziran ayında, para politikası stratejisinin gözden geçirilmesi gerektiği değerlendirilmiş ve parasal sıkılaşma süreci başlatılmıştır. Fiyat istikrarını sağlamanın makroekonomik ve finansal istikrar için önemine dikkat çekilmiş, gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecek bir parasal sıkılaştırma sürecinin uygulanmasına karar verilmiştir. Bu çerçevede, TCMB, politika faizini haziran ayında %8,5’ten %15’e, temmuz ayında %17,5 düzeyine yükselterek parasal sıkılaştırma sürecinin enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar devam edeceği yönünde bir iletişim yapmıştır. Ayrıca temmuz ayı toplantısında parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları da alınmıştır.
Ağustos ayında enflasyonun ana eğiliminde yükselişin devam ettiğini belirten TCMB, beklentiler kanalıyla enflasyonda öngörülenin üzerinde ilave bir baskı oluştuğu tespitinde bulunmuştur. Enflasyonun kısa vadede yükselerek yıl sonunda Temmuz Enflasyon Raporu’ndaki tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceğini kamuoyu ile zamanlı bir şekilde paylaşmıştır. TCMB, enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında öngörülenin üzerindeki bozulmaya dikkat çekerek enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altında tutularak dezenflasyonun 2024 yılında tesis edilebilmesi için parasal sıkılaştırma sürecine devam etmiştir. Bu çerçevede ağustos ayında güçlü bir parasal sıkılaşma yaparak politika faizini %17,5’ten %25 düzeyine yükseltmiştir.
Enflasyonun yılın üçüncü çeyreğinde öngörülenin üzerinde gerçekleşmiş olması, hizmet fiyatlarındaki katılık ve enflasyon beklentilerindeki bozulmanın enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmaya devam etmesi nedeniyle eylül-kasım döneminde politika faizi %25’ten %40’a çıkarılmıştır. TCMB, kasım ayında, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığı yönündeki değerlendirmesini kamuoyu ile paylaşmış ve parasal sıkılaştırma hızının yavaşlatılarak sıkılaştırma adımlarının kısa bir zaman diliminde tamamlanacağı yönünde bir iletişim yapmıştır. Kasım ayından sonra aralık ayında da kredi faizlerinin hedeflenen finansal sıkılık düzeyiyle uyumlu olduğu değerlendirilmiştir. Politika faizinde aralık ayında yapılan 250 baz puanlık artışın yanı sıra Türk lirası (TL) mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemelerin, parasal sıkılaşma eşliğinde aktarım mekanizmasını güçlendirmeye ve bankacılık sisteminin fonlama kompozisyonunu iyileştirmeye devam edeceği belirtilmiştir. Diğer taraftan, parasal sıkılaştırma sürecini desteklemek amacıyla, kullanılan sterilizasyon araçlarının çeşitliliği artırılarak miktarsal sıkılaştırmaya devam edileceği vurgulanmıştır.
Enflasyonla mücadele kapsamında haziran ayında başlatılan güçlü parasal sıkılaşma süreci makro finansal istikrarı gözeten politika adımlarıyla da desteklenmiştir. TCMB, mevcut mikro ve makroihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmasının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde etki analizleri çerçevesinde sadeleştirmektedir. Sadeleşme kapsamında atılan adımların etkileri, piyasa mekanizmalarının işlevselliğinin ve parasal aktarım mekanizmasının güçlenmeleri ile gözlemlenmektedir. Bu süreç içerisinde, finansal sistemde TL mevduatın payı artarken kur korumalı ve döviz cinsi mevduat payının gerilemesi, finansal istikrarın yanında parasal aktarımı da güçlendirmektedir. Bankacılık sisteminin aracılık fonksiyonunu azami etkinlikte yerine getirebilmesi, dezenflasyon sürecinin başarılı bir şekilde gerçekleşebilmesi için ön koşuldur. Bu çerçevede, finansal aracılık faaliyetlerini kesintiye uğratan ve kredi dağılımını bozarak finansal istikrarı olumsuz etkileyen uygulamalar öngörülebilir bir çerçevede kaldırılmaktadır. Sadeleştirme adımları ve uygulamaya konulan politika araçlarıyla ticari kredi akışının normalleşmesi, ihracat ve yatırım kredilerinin payının artması ve bireysel kredi büyümesinin yavaşlaması eş anlı gerçekleşmektedir.
Enflasyon Gelişmeleri
Tüketici fiyatları yıllık enflasyonu 2023 yılının ilk yarısında enerji başta olmak üzere uluslararası emtia fiyatlarındaki yıllık bazda gerileme ve Türk lirasındaki istikrarlı seyir ile yavaşlamış, yılın üçüncü çeyreğinde döviz kuru, ücret, enerji fiyat artışlarının ve vergi ayarlamalarının etkisi görülmüş, birden fazla tarihsel olarak yüksek boyutlarda şokun bir arada gerçekleşmesi şokların fiyatlara geçişini hızlandırarak bu çeyrekte enflasyonun belirgin şekilde yükselmesine neden olmuştur. Yılın dördüncü çeyreğinde aylık enflasyon oranları hız kesmiş, ana eğilimdeki iyileşme ile birlikte tüketici fiyatları yıllık enflasyonu yılı %64,8 ile Ekim Enflasyon Raporu tahmininin orta noktasına oldukça yakın tamamlamıştır (Grafik 2.1.2.1). Çekirdek göstergelerden B ve C’nin mevsimsellikten arındırılmış aylık enflasyonları yılın son çeyreğinde önemli ölçüde yavaşlarken, yıllık enflasyonları yıl sonunda sırasıyla %68 ve %70,6 olarak gerçekleşmiştir.
2023 yılında, enflasyondaki seyirde döviz kuru gelişmeleri ve ücret ayarlamaları başta olmak üzere maliyet yönlü etkiler öne çıkarken, vergi ayarlamaları da enflasyon görünümünü etkileyen diğer bir faktör olmuştur. Toplam talep koşulları yılın ikinci yarısında ivme kaybına uğramakla birlikte yıl boyunca enflasyonist seyrini sürdürmüştür. Diğer taraftan, ithalat fiyatlarında ABD doları bazındaki gerileme enflasyon gelişmelerini olumlu etkilemiştir. Yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda meskenlere yönelik elektrik tarifelerinde indirim ve doğal gaz kaleminde hane halkına uygulanan sübvansiyon enflasyon görünümünü olumlu etkilerken, yılın ikinci yarısında açıklanan vergi tedbirleri ve yönetilen fiyat düzenlemeleri enflasyonu artış yönünde etkilemiştir. Yılın genelinde yükselen enflasyon beklentileri para politikasındaki gelişmelerin de desteğiyle eylül ayı itibarıyla iyileşme göstermiştir (Grafik 2.1.2.2). Üretici yıllık enflasyonu yılın ilk aylarında uluslararası emtia fiyatlarındaki olumlu görünüm ve baz etkisinin desteğiyle önemli ölçüde gerilemiş, yılın kalanında üretici fiyatları kaynaklı baskılar kur gelişmeleri başta olmak üzere maliyet gelişmeleri neticesinde güçlü seyretmiştir.
Grafik 2.1.2.1: Enflasyon ve Hedefler (%)
Kaynak: TCMB, TÜİK.Son Gözlem: Aralık 2023
Grafik 2.1.2.2: Enflasyon Beklentileri (%)
Kaynak: TCMB, TÜİK.Son Gözlem: Aralık 2023
Gıda ve alkolsüz içecekler grubu yıllık enflasyonu %72,0 ile 2023 yıl sonu manşet enflasyonun üzerinde gerçekleşmiştir. Gıda fiyatlarındaki artışta döviz kuru gelişmelerinin, asgari ücret artışlarının, dönemsel fiyat ayarlamalarının ve vergi artışlarının girdi maliyetlerinde yükselişe neden olmasının önem arz ettiği değerlendirilmektedir. Alt gruplar bazında gıda enflasyonunun ana sürükleyicisi %91,2 ile yüksek bir artış kaydeden işlenmemiş gıda grubu olmuştur. Arz yönlü sorunlar kaynaklı yıllık bazda %138,5 oranında artış kaydeden kırmızı et fiyatları işlenmemiş gıda grubunda öne çıkan kalem olmuştur. İşlenmiş gıda yıllık enflasyonu ise görece daha olumlu bir seyir izlemiş ve yılı %58,1 ile tamamlamıştır. Bununla beraber, alt grup bazında et fiyatlarında yaşanan artış sonucunda şarküteri işlenmiş et ürünleri fiyatları yüksek bir artış kaydetmiştir. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)’nin un regülasyonunun haziran ayı itibarıyla sona ermesi ve ücret artışı kaynaklı etkilerle ekmek-tahıl grubu fiyatlardaki artış yılın ikinci yarısı itibarıyla hızlanmıştır. Tüm bu gelişmeler neticesinde gıda ve alkolsüz içecekler grubu hizmetler grubundan sonra yıllık enflasyona en yüksek katkı veren ikinci ana kalem olmuştur.
Enerji fiyatları, gerileyen uluslararası enerji emtia fiyatlarının yanı sıra meskenlere yönelik olarak elektrik tarifelerinde yapılan indirim ile doğal gazın mayıs ayında bedelsiz kullandırılmasının etkisiyle önemli ölçüde düşüş kaydetmiştir. 2022 yılında alt gruplar arasında en yüksek artışı %94,4 ile kaydeden enerji fiyatları 2023 yılında %27,2 artarak manşet enflasyonun oldukça altında kalmıştır. 2022 yılında Rusya-Ukrayna savaşı ile önemli bir artış sergileyen varil başına Brent ham petrol fiyatları 2023 yılında oynak bir seyir izlemeye devam etse de bir önceki yıla göre ortalama %20’ye yakın bir oranda gerilemiştir. Buna karşın, döviz kuru gelişmeleri ile birlikte vergi ayarlamaları yurt içi akaryakıt fiyatlarının yükselmesine neden olmuştur. Akaryakıt fiyatları %73,9’luk artış oranı ile likit hidrokarbonlar kaleminden sonra en çok fiyatı yükselen enerji alt grubu olmuştur. Mayıs ayında meskenlere sunulan doğal gazın bir ay süreyle ücretsiz olması ve 25 metre küp kullanımının bir yıl süreyle bedelsiz sağlanması doğal gaz fiyatlarında belirgin bir düşüşü getirmiş, bu gelişmeyle doğal gaz grubu yıllık enflasyonu %-18,3 oranında kaydedilmiştir. Diğer yandan, Avrupa gaz stoklarının önemli oranda dolu olması ve alternatif enerji kaynaklarından üretimin artırılması ile gerileyen uluslararası doğal gaz fiyatları da bu görünümü desteklemiştir. Yurt içi elektrik fiyatları ise nisan ayında yapılan indirim ve diğer aylardaki yatay seyrin etkisi ile önemli ölçüde gerileme göstermiştir. Şebeke suyu fiyatlarında geçmiş enflasyona endeksleme davranışı sonucunda görülen artışlar ise enerjide daha olumlu bir görünümü engellemiştir. Bu gelişmeler neticesinde enerji grubunun 2023 yıl sonu itibarıyla yıllık enflasyona katkısı 3,9 puan düzeyinde kalmıştır.
2023 yılı tüketici enflasyonuna en yüksek katkı 24 puan ile hizmet enflasyonundan gelmiştir. Alt gruplar genelinde yüksek yıllık enflasyonlar görülürken, kur, ücret gelişmeleri ve geriye endeksleme mekanizması kaynaklı diğer hizmetler ve lokanta otel enflasyonundaki yükselişler öne çıkmıştır. Diğer hizmetler alt grubundaki fiyat değişimlerini, kura duyarlılığı yüksek olan bakım-onarım kalemleri ile dönemsel fiyatlamaya tâbi olan eğitim ve sağlık hizmetleri sürüklerken, lokanta-otel grubu enflasyonundaki yükselişte gıda fiyatları ve asgari ücret ayarlamaları etkili olmuştur. Kira enflasyonu, kontratlarda geçmişe endeksleme davranışı ve yükselen konut fiyatlarına ek olarak gayrimenkul piyasasındaki arz-talep uyumsuzluklarına da bağlı olarak yıl boyunca önemli ölçüde yükselmiştir. Ulaştırma hizmetleri görünümünde yönetilen hizmetlerdeki dönemsel güncellemeler ve akaryakıt fiyat gelişmeleri etkili olmuştur. Sonuç olarak, emek yoğun yapısı gereği ücret gelişmelerinden etkilenen ve geçmiş enflasyona endeksleme davranışı gösteren hizmet sektörü yılı %90,7 ile tamamlayarak 2023 yılında enflasyondaki yükselişin temel sürükleyicisi olmuştur.
Temel mal fiyatları 2023 yılında %52,8 oranında artmıştır. Temel mal grubu enflasyon görünümünde kur gelişmeleri başta olmak üzere maliyet yönlü etkilerin yanı sıra iç talebin seyri kaynaklı etkiler de hissedilmiştir. Kur geçişkenliği yüksek ve hızlı olan dayanıklı mal grubu enflasyonu yılın üçüncü çeyreğinde önemli ölçüde yükselmiş, bu gelişmede otomobil kalemi öne çıkarken, beyaz eşya ve mobilya kalemlerinde de yüksek artışlar görülmüştür. Diğer temel mal grubunda da benzer şekilde kur gelişmelerinden etkilenen ilaç ve hijyen ürünleri grup enflasyonunu sürükleyen kalemler olmuştur. Maliyet geçişkenliklerinin üçüncü çeyrekte büyük ölçüde tamamlanması ve şokların zayıflaması sonucunda yılın son çeyreğinde temel mal aylık enflasyonu ve eğilimi yavaşlamıştır. Temel mal grubunun bileşenlerinden giyim ve ayakkabı grubu yıllık enflasyonu ise 2023 yılını %39,7 seviyesinde tamamlamıştır.
Arz-Talep Gelişmeleri, Dış Denge ve İş Gücü Piyasası
2023 yılında iktisadi faaliyet güçlü seyretmiş ve Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) yıllık yüzde 4,5 oranında artış kaydetmiştir. İlk çeyrekte GSYİH yıllık bazda yüzde 4 oranında artarken, bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,2 oranında gerilemiştir (Grafik 2.1.2.3). Yılın ikinci çeyreğinde iktisadi faaliyet gücünü korumuş, GSYİH yıllık bazda yüzde 3,9 oranında, bir önceki çeyreğe göre ise yüzde 3,6 oranında artmıştır. Üretim tarafında, güçlü gerçekleşen turizm faaliyetinin katkısıyla hizmetler sektörü ikinci çeyrekte yıllık büyümenin temel sürükleyicisi olmaya devam etmiştir. Öte yandan, zayıf dış talebin etkisiyle sanayi katma değeri büyümeyi sınırlamıştır. Harcamalar tarafında ise özel tüketimdeki güçlü seyirle yurt içi talep büyümenin sürükleyicisi olurken, net ihracat çeyreklik büyümeyi azaltıcı yönde etkilemiştir (Grafik 2.1.2.4). Yılın üçüncü çeyreğinde GSYİH yıllık bazda yüzde 6,1 artış kaydederken çeyreklik bazda büyüme eğilimi yavaşlamış, bir önceki çeyreğe kıyasla milli gelir yüzde 0,3 oranında sınırlı artış kaydetmiştir. Yılın son çeyreğinde ise GSYİH büyümesi yıllık bazda yüzde 4 ve çeyreklik bazda ise yüzde 1 olarak gerçekleşmiştir. Yılın ikinci yarısında hem harcama hem de üretim yöntemiyle büyümenin kompozisyonunda dengelenme yönünde işaretler gözlenmiştir. Üretim yönünden, sanayi katma değeri yıllık büyümeye pozitif katkı vermeye başlamış, hizmetler sektöründeki güçlü görünüm ise korunmuştur. Harcamalar tarafında ise finansal koşullardaki sıkılaşmayla birlikte özel tüketimin yıllık büyümeye katkısı gerilemiş, yatırımların yıllık büyümeye katkısı ise makine-teçhizat yatırımları öncülüğünde artmıştır. Net ihracatın yıllık büyümeye negatif katkısı ise yılın ikinci yarısında azalmıştır.
Grafik 2.1.2.3: Gayrisafi Yurt İçi Hasıla ve Bileşenleri (Yıllık Büyümeye Katkılar, % Puan)
Kaynak: TCMB, TÜİK.Son Gözlem: 2023Ç4
Grafik 2.1.2.4: Gayrisafi Yurt İçi Hasıla ve Bileşenleri (Çeyreklik Büyümeye Katkılar, % Puan)
Kaynak: TCMB, TÜİK.Son Gözlem: 2023Ç4
2023 yılının ilk yarısında hizmetler dengesindeki güçlü görünüm ve enerji ithalatındaki gerilemeye rağmen yurt içi talepteki kuvvetli seyir ve yüksek altın ithalatı kaynaklı yıllıklandırılmış cari işlemler açığı mayıs ayında 60,1 milyar ABD doları ile yılın en yüksek seviyesine yükselmiştir (Grafik 2.1.2.5). Yılın ilk çeyreğinde deprem kaynaklı etkilere rağmen yatay bir seyir izleyen ihracat, yılın ikinci çeyreğinde artış kaydetmiştir. Öte yandan, enerji fiyatlarındaki düşüş eğilimi ile gerileyen enerji ithalatına rağmen yurt içi talepteki güçlü seyirle özellikle tüketim ve altın kaynaklı ithalat güçlü seyretmiştir. Yılın ilk yarısında kuvvetli artış sergileyen altın ithalatı cari açığı yukarı yönlü etkilerken, turizm ve taşımacılık sektörlerinin güçlü katkısı ile hizmet gelirlerinde gerçekleşen artış cari işlemler dengesini desteklemiştir. Gelişmiş ülke merkez bankalarının izlediği politikalara bağlı olarak Türkiye’nin ana ihracat pazarlarındaki iktisadi faaliyette süregelen zayıf seyir yılın üçüncü çeyreğinde de dış talebi sınırlamaya devam etmiş ve bu dönemde ihracat zayıflamıştır. Öte yandan, yılın ikinci yarısında parasal sıkılaştırmanın finansal koşullara yansımasıyla yurt içi talepteki dengelenmenin ithalat üzerindeki yavaşlatıcı etkileri görülmeye başlanmıştır. Bu dönemde altın ithalatındaki yavaşlamanın yanı sıra mevsimsellikten arındırılmış olarak tüketim ve yatırım malı ithalatı artışı da çeyreklik bazda hız kesmiştir. 2023 yılında 45,4 milyar ABD doları olarak gerçekleşen cari işlemler açığına yıllık bazda en yüksek negatif katkı enerji dengesinden gelmiştir (Grafik 2.1.2.6). Öte yandan, enerji dengesinin cari işlemler açığı üzerindeki negatif etkisi bir önceki yıla kıyasla gerileyen enerji fiyatlarıyla birlikte azalmıştır. Altın ve enerji hariç dış ticaret dengesi ise güçlü iç talebin de etkisiyle cari dengeye negatif katkı verirken, hizmet kalemlerinin cari dengeye sunduğu pozitif katkı artarak sürmüştür. Finansman tarafında, doğrudan yatırımlar ağırlıklı olarak yurt dışı yerleşiklerin gayrimenkul alımları kaynaklı devam etmiştir. Portföy yatırımları kanalından yılın ilk yarısında hisse senedi ve DİBS piyasalarında çıkışlar gerçekleşmiş, haziran ayından itibaren ise söz konusu piyasalara yılın son çeyreğinde hızlanan sermaye girişleri gözlenmiştir. Öte yandan, 2023 yılında sermaye girişleri büyük oranda yurt dışı yerleşiklerin mevduatındaki artış kanalıyla gerçekleşmiştir. Bankacılık sektörünün borç çevirme oranları yılın ikinci yarısında yükselmiş, aralık ayı itibarıyla uzun vadeli kredilerde 12 ay birikimli olarak yüzde 113,5 seviyesi civarına çıkmıştır.
Grafik 2.1.2.5: Cari İşlemler Dengesi (12 Aylık Birikimli, Milyar ABD Doları)
Kaynak: TCMB
Grafik 2.1.2.6: Cari İşlemler Dengesi Kompozisyonu (Milyar ABD Doları)
Kaynak: TCMB, TÜİK.*Aralık ayı itibarıyla 12 aylık birikimli değer
2023 yılında iktisadi faaliyette gözlenen güçlü seyir iş gücü piyasasına da yansımış ve işsizlik oranındaki düşüş eğilimi sürmüştür (Grafik 2.1.2.7). Yılın ilk çeyreğinde, istihdam tarım dışı tüm sektörlerde çeyreklik bazda artış kaydetmiştir. Bu dönemde iş gücüne katılım oranı sınırlı gerilerken, işsizlik oranı yüzde 9,9 düzeyinde gerçekleşmiştir (Grafik 2.1.2.8). İkinci çeyrekte, sanayi istihdamı yataya yakın seyrederken hizmet ve inşaat sektörlerinde istihdam artışı devam etmiştir. Bu dönemde, iş gücüne katılım oranı yatay seyrederken, istihdamdaki artış işsizlik oranının düşüşünde etkili olmuştur. Yılın üçüncü çeyreğinde iktisadi faaliyetteki ivme kaybına rağmen iş gücü piyasası daha dirençli bir görünüm sergilemiştir. Bu dönemde ikinci çeyreğe benzer şekilde istihdamdaki artışı hizmetler ve inşaat sektörleri sürüklerken sanayi istihdamı zayıf seyretmiştir. Öte yandan, katılım oranı çeyreklik bazda azalış kaydetmiş ve işsizlik oranındaki düşüş eğiliminin sürmesine katkı sağlamıştır. 2023 yılı son çeyreğinde mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı bir önceki çeyreğe kıyasla 0,4 puan düşüşle yüzde 8,8 seviyesine gerilemiştir. İş gücüne katılım oranı ise aynı dönemde yatay seyrederek yüzde 53,2 olarak gerçekleşmiştir. Böylece 2023 yılında toplam istihdam bir önceki yıla kıyasla yaklaşık 900 bin kişi artmış, işsizlik oranı ise 1,0 puan düşüşle yüzde 9,4’e gerilemiştir.
Grafik 2.1.2.7: İşsizlik Oranı (Mevsimsellikten Arındırılmış, %)
Kaynak: TÜİK.
Grafik 2.1.2.8: İş Gücüne Katılım Oranı (Mevsimsellikten Arındırılmış, %)
Kaynak: TÜİK.