2.7 Uluslararası Rezervler ve Risk Yönetimi

Uluslararası rezervler, TCMB tarafından Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin döviz cinsinden olan borçlarına karşılık iç ve dış borç servisini gerçekleştirmek, dışsal şoklara karşı gerekli döviz likiditesini bulundurmak, para ve kur politikası uygulamalarını desteklemek ve piyasalara güven vermek gibi amaçlarla tutulmaktadır. Rezerv yönetimi uygulamalarının temel dayanağını 1211 sayılı TCMB Kanunu oluşturmaktadır. Söz konusu Kanun gereğince uluslararası rezervler TCMB tarafından sırasıyla güvenli yatırım, likidite ve getiri öncelikleri gözetilerek yönetilmektedir. Bu doğrultuda, uluslararası rezervlerin yönetiminde sermayenin korunması ve gerekli likiditenin temini kısıtları altında getiri elde edilmesi hedeflenmekte ve ülkemizin ulusal varlığı olan rezervlerin basiretli yönetimi esas alınmaktadır.

TCMB bünyesinde rezerv yönetimi karar alma süreci hiyerarşik olarak üç aşamalı bir yapıya sahiptir. Birinci aşamada, TCMB’nin en yüksek karar organı olan Banka Meclisi, 1211 sayılı TCMB Kanunu ile kendisine verilen görev ve yetki doğrultusunda, Döviz Rezerv Yönetimi Yönetmeliği ile Altın Rezerv Yönetimi Yönetmeliği’ni onaylayarak rezerv yönetimi için genel yatırım kriterlerini belirlemektedir. İkinci aşamada, Banka Meclisi tarafından uygulamaya dönük kararların alınması konusunda yetkilendirilen Yönetim Komitesinin veya Başkanlık Makamının yönetmelikler çerçevesinde aldığı kararlar yer almaktadır. Bu aşamada, rezerv yönetiminde ilgili yıla ait yatırım stratejisini ve genel risk toleransını yansıtan model portföy Yönetim Komitesinin onayıyla belirlenmektedir. Karar alma sürecinin üçüncü ve son aşamasında ise, yönetmelikler ve model portföy ile belirlenen tercih ve kısıtlar çerçevesinde rezerv yönetimi uygulamaları yer almaktadır. En iyi uygulama pratikleri çerçevesinde görevler ayrılığı ilkesi benimsenmekte, rezerv yönetimi faaliyetleri Piyasalar Genel Müdürlüğü bünyesindeki Rezerv Yönetimi Müdürlüğü tarafından yürütülürken, rezerv yönetimine ilişkin risk yönetimi ise aynı Genel Müdürlük bünyesindeki Kurumsal Risk Yönetimi Müdürlüğü tarafından yerine getirilmektedir.

Yönetmelik ve model portföy ile belirlenen hedefler, kısıtlar ve limitler çerçevesinde gerçekleştirilebilecek işlemler uluslararası piyasalarda döviz alım-satım işlemleri, döviz depo işlemleri, menkul kıymet alım‑satım işlemleri, geri alım vaadiyle satım işlemleri, geri satım vaadiyle alım işlemleri, menkul kıymet borç verme işlemleri ve türev işlemler olarak sıralanmaktadır. Uluslararası standartta olan TCMB altın rezervlerinin yönetiminde ise doğrudan altın alım‑satımı, altın depo, altın para takası, lokasyon swap ve fiziki altın nakil işlemleri yapılabilmektedir.

Uluslararası rezervlerin yönetimi kapsamında maruz kalınan risklerin yönetimi model portföyün belirlenmesiyle başlamaktadır. Model portföy TCMB’nin stratejik varlık tahsisine ilişkin tercihlerini yansıtmakta olup, hedef döviz kompozisyonu, hedef vade kompozisyonu ve bunlardan sapma limitleri, maksimum işlem limitleri toplamı, kullanılabilecek işlem türleri ile yatırım yapılabilecek ülkeleri ve yatırım araçlarını ifade eden yatırım evreninden oluşmaktadır. Bu kapsamda, döviz rezervlerinin yatırıma tâbi tutulacağı para birimleri, rezerv yönetiminde kullanılabilecek yatırım araçları ve vade limitleri belirlenerek, rezerv yönetiminden elde edilecek getiri ile maruz kalınacak finansal riskler büyük ölçüde belirlenmiş olmaktadır.

2023 yılında küresel ekonomiler ve finansal piyasalar üzerinde, temel olarak, başlıca merkez bankalarının artan enflasyonist baskı karşısında uyguladığı parasal sıkılaştırma politikaları ve bu politikalara ilişkin beklentiler ile başta Rusya-Ukrayna savaşı olmak üzere jeopolitik gelişmeler etkili olmuştur. Pandemi sonrası artan talep, iklim koşullarının olumsuz seyri ve arz-talep dengesizlikleri, 2022 yılında olduğu gibi 2023 yılında da enflasyonun küresel bazda yüksek seviyelerde seyretmesine neden olmuş; bu doğrultuda başlıca merkez bankaları, parasal duruşlarını sıkılaştırarak 2022 yılında başladıkları faiz artırımlarına 2023 yılında da devam etmişlerdir. Hızlı ve yüksek faiz artırımları, bir yandan enflasyon ve enflasyon beklentilerini aşağıya çekerken, diğer taraftan küresel resesyona ilişkin endişeleri tetiklemiştir. 2023 yılı boyunca, küresel ekonomik büyüme; faiz artırımlarının üretim ve talep üzerindeki olumsuz etkisinden, hükümetlerin mali disiplini sağlama amacıyla pandemi sırasında uygulamaya koydukları mali destekleri çekmeye başlamasından, Çin’de ekonomik büyümenin ülkedeki deflasyon süreci ve konut sektöründeki kriz nedeniyle beklentilerin altında kalmasından ve Doğu Avrupa ile Orta Doğu’da yaşanan jeopolitik gelişmelerden olumsuz etkilenmiştir. Ancak, başlıca ülke ekonomilerinin, bu unsurlar karşısında genel olarak beklentilerin üzerinde bir dayanıklılık sergilemesi sonucu 2023 yılında küresel çapta bir ekonomik resesyondan kaçınılmış; küresel ekonomik aktivite pandemi öncesi seviyelerin altında kalmakla birlikte yavaş da olsa toparlanmaya devam etmiştir. Yılın ikinci yarısından itibaren ise, finansal piyasalarda, enflasyonda gözlenen gerileme ve faiz artırımlarının ekonomik büyüme üzerindeki olası olumsuz etkileri nedeniyle, ABD ve Avrupa’da faiz artırım sürecinin sonuna gelindiği ve 2024 yılının ilk yarısında faiz indirimlerine başlanacağı yönünde beklentiler hakim olmaya başlamış; finansal piyasalarda getiriler bu beklentiler doğrultusunda hareket etmiştir. Tüm bu gelişmeler neticesinde, 2023 yılı ekonomik belirsizliklerin ve finansal oynaklığın yüksek olduğu bir yıl olmuştur.

TCMB’nin 2023 yılında uyguladığı rezerv yönetim stratejilerinin belirlenmesinde de söz konusu gelişmeler etkili olmuş; küresel çapta ekonomik ve finansal risklerin yüksek seviyelerde seyrettiği 2023 yılında da rezerv yönetim faaliyetleri güvenli yatırım, likidite ve getiri öncelikleri gözetilerek yürütülmüştür.

TCMB 2023 yılında, piyasa koşulları elverdiği müddetçe, rezervlerin güçlendirilmesi stratejisine devam etmiş; parasal sıkılaşma ve makroihtiyati çerçevede atılan sadeleşme adımları da rezervlerdeki artış eğilimini desteklemiştir. TCMB’nin uluslararası rezervleri bir önceki yıla kıyasla 12,3 milyar ABD doları artış kaydederek 29 Aralık 2023 tarihi itibarıyla 141,1 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Bu tutarın, 92,8 milyar ABD dolarını döviz rezervleri, geriye kalan 48,2 milyar ABD dolarını ise altın rezervleri oluşturmaktadır. TCMB’nin uluslararası standartta altın rezervleri toplam uluslararası rezervlerin %34,2’sini oluşturmakta olup, 29 Aralık 2023 tarihi itibarıyla 726,4 ton seviyesindedir (Grafik 2.7.1 ve Grafik 2.7.2).

Grafik 2.7.1: 2001-2023 Yılları TCMB Döviz ve Altın Rezervleri (Milyar ABD Doları)

Kaynak: TCMB

Grafik 2.7.2: 2023 Yılı TCMB Döviz ve Altın Rezervleri (Milyar ABD Doları)

Kaynak: TCMB

Yukarı