2.4 Finansal İstikrar Gelişmeleri ve Faaliyetler
2.4.1 Finansal İstikrara Yönelik Faaliyetler
2024 yılı Kasım ayı itibarıyla Türkiye’de hanehalkı borcunun GSYİH’ye oranı yüzde 9,30 ile emsal ülke değerleri ve tarihsel ortalama değerinin belirgin altındadır. Bireysel kredilere yönelik uygulanmakta olan kredi değer oranları ve vade sınırlamaları gibi mevcut makroihtiyati tedbirler ve sıkı finansal koşullar borçlanma artışını sınırlamıştır. Borç kompozisyonunda son dönemde bireysel kredi kartı ve kredili mevduat hesabı borcunun payı artmıştır. Hanehalkının finansal varlıkları içerisinde Türk lirası cinsi varlıkların ağırlığı artarken, kur korumalı ürünlerin payı azalmaya devam etmektedir. Hanehalkı, para piyasası fonları başta olmak üzere yatırım fonu ve bireysel emeklilik sistemi gibi alternatif Türk lirası cinsi finansal varlık araçları ile tasarruflarını çeşitlendirme eğilimindedir. 2024 yılı son çeyreği itibarıyla hanehalkı finansal borcunun finansal varlıklara oranı yüzde 24 ile yüzde 45 olan uzun dönemli ortalama değerinin oldukça altında seyretmektedir.
Reel sektörün toplam finansal borçlarının GSYİH’ye oranı azalmaktadır. 2023 yılı sonundan 2024 yılı Ekim ayı itibarıyla gerçekleşen azalış toplam finansal borç/GSYİH oranında 7 yüzde puan olurken, Türk lirası borç/GSYİH oranı 4,50 yüzde puan, yabancı para borç/GSYİH oranı ise 2,60 yüzde puan gerilemiştir. Reel sektörün Türk Lirası finansal borçlarının GSYİH’ye oranındaki gerilemede yükselen TL finansman maliyetleri sonucu zayıflayan kredi talebi ve Türk Lirası kredi büyümesine yönelik sınırlamalar etkili olurken, yabancı para finansal borçların GSYİH’ye oranındaki görece yatay seyirde, görece düşük yabancı para kredi maliyetleri ve iyileşen kur beklentileri etkili olmuştur. Reel sektörün döviz açık pozisyonu 2023 yılı son çeyreğinden itibaren firmaların yurt içi bankalardan sağladığı yabancı para kredilerdeki yükseliş ve yurt içi bankalardaki yabancı para mevduattaki azalışın etkisiyle artış eğilimine girmiştir. Firmaların yurt içi ve yurt dışı toplam yabancı para kredileri 2018 yılındaki 274 milyar ABD doları seviyesinden, 2023 yılı Eylül ayında 206 milyar ABD dolarına kadar gerilemiş, daha sonra artış eğilimine girerek 2024 yılı Ekim ayı itibarıyla 252 milyar ABD dolarına yükselmiştir. Öte yandan, firma bazlı analizler yabancı para borcu ve yabancı para kredi kullanan firma sayısındaki artışa rağmen, firmaların ihracat gelirinin yabancı para borcunu karşılama kapasitesindeki iyileşmenin devam ettiğine işaret etmektedir. Önümüzdeki dönemde, yabancı para kredi büyümesine yönelik önlemlerin de katkısıyla reel sektörün yabancı para açık pozisyonunda daha ılımlı bir seyir beklenmektedir. Reel sektör firmalarının 6 ve 12 aylık birikimli dış borç çevirme oranlarının yüzde 100’ün üzerindeki seviyeleri, firmaların dış finansmana erişimini koruduğunu göstermektedir.
2024 yılı ilk çeyreğinde yüksek seyreden kredi büyümesi sıkı para politikası duruşu ve destekleyici makroihtiyati politika etkisiyle yılın kalan döneminde ılımlı bir patikada hareket etmiştir. 2022 yıl sonunda yüzde 80 olan Türk lirası kredi yıllık büyümesi 2023 yılı sonunda yüzde 54’e ve 2024 yıl sonunda yüzde 28,5’e gerilemiştir. Türk lirası ticari kredi büyümesi 2023 yılında yüzde 45,3 iken 2024 yılında uygulanan politikaların etkisi ile yüzde 20,8 ile dezenflasyon sürecini destekleyici seviyelere gerilemiştir. Diğer yandan, döviz kuruna yönelik beklentilerin iyileşmesi ile TL ve yabancı para kredi maliyetleri arasındaki beklenen maliyet farkının açılması, yabancı para kredi talebinin güçlenmesinde ve yabancı para kredi büyümesinin artışında etkili olmuştur. Bu eğilimi dengelemek amacıyla TCMB mayıs ayında yabancı para krediler için yüzde 2 aylık büyüme sınırı getirmiş, temmuz ayında bahse konu sınırı yüzde 1,50’ye, 2025 yılı ocak ayı itibarıyla da yüzde 1’e düşürmüştür. Firmaların güçlü likidite pozisyonları sayesinde finansal koşullardaki sıkılaşmanın firma kredi riskine yansıması sınırlı olmuştur. 2024 yılında seçici kredi politikaları, iç talepte dengelenme sağlamak ve ihracat, yatırım ve üretim faaliyetlerini desteklemek amacıyla etkin bir şekilde kullanılmaya devam etmektedir. Bu kapsamda, yabancı para kredi büyüme sınırına ek olarak Türk lirası ticari kredilerde yüzde 2 olan aylık büyüme sınırı 2025 yılı ocak ayı itibarıyla KOBİ kredileri için yüzde 2,50, diğer ticari krediler için yüzde 1,50 olarak farklılaştırılmıştır.
Bankacılık sektörü aktif kalitesi görünümü güçlü seyrini genel olarak sürdürmüş, tahsili gecikmiş alacaklar (TGA) oranı 2023 yıl sonunda yüzde 1,60 seviyesinden 2024 yıl sonunda yüzde 1,80 seviyesine sınırlı şekilde yükselmiştir. 2024 yılında TGA oranındaki yükseliş büyük ölçüde bireysel krediler kaynaklı gerçekleşmiştir. Buna bağlı olarak gecikmede olan bireysel kredi kartı ve ihtiyaç kredisi için yapılandırma imkânı sağlanmıştır. Aynı dönemde bireysel kredi kartı dönem borcuna göre faiz farklılaşması uygulaması devreye alınmıştır. Kredi kartında faiz farklılaştırması ile kredi kartı borç birikiminin yavaşlatılması, yapılandırma imkânı ile ödeme güçlüğü yaşayan bireylerin nakit akışının rahatlatılması amaçlanmaktadır. Yakın izlemedeki kredilerin brüt kredilere oranı 2023 yıl sonundaki yüzde 7,60 değerinden 2024 yılı Kasım ayı itibarıyla yüzde 8,10’a yükselmiştir. Yakın izlemedeki krediler ve TGA için ayrılan karşılık oranı 2024 yılı Kasım ayı itibarıyla sırasıyla yüzde 17,50 ve yüzde 75,70 seviyesindedir. Bankalar olası kredi kayıplarına yönelik yüksek oranda karşılık ayırma politikalarını sürdürmektedir.
Bankacılık sektörü sahip olduğu yüksek likidite tamponlarını 2024 yılında korumuştur. Likidite görünümü açısından önemli bir risk göstergesi olan Likidite Karşılama Oranları (LKO) yasal sınırların1 oldukça üzerinde seyretmeye devam etmiştir. Toplam ve yabancı para LKO 2024 yıl sonunda sırasıyla yüzde 167 ve yüzde 224 seviyesindedir. 2024 yılında beklentilerdeki iyileşme ve buna eşlik eden risk primi düşüşü ile azalan maliyetler sonrası bankalar 2024 yılı ilk 11 ayında nette 29,60 milyar ABD doları dış finansman sağlamıştır. Bu gelişmeler sonucunda bankaların dış borç yenileme oranı yüzde 115 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Yıl içinde mudilerin mevduat tercihleri, TCMB’nin döviz işlemleri ve Hazine hesabındaki hareketleri kaynaklı olarak sistemdeki Türk lirası likidite fazlası artmıştır. Sistemdeki Türk lirası likidite fazlası, zorunlu karşılıklar, depo ihaleleri ve TCMB tarafından atılan ilave adımlarla etkin bir şekilde yönetilmiştir. 2024 yılında aktarım mekanizmasının güçlendirilmesi, Türk lirası mevduat payının artırılması ve kur korumalı mevduattan Türk lirası mevduata geçişin desteklenmesi amacıyla belirli koşulları sağlayan bankaların Türk lirası mevduat ve kur korumalı mevduat için tesis ettikleri zorunlu karşılıklara faiz ödenmeye başlanmıştır. Yılın ikinci çeyreğinden itibaren mudilerin Türk lirası mevduat tercihi belirginleşirken, yabancı para mevduat ve KKM hesaplarında azalış güçlü seyretmiştir. Mudilerin yabancı para mevduattan Türk lirası mevduata geçişiyle birlikte sistemde oluşan Türk lirası likidite fazlasının sterilizasyonuna katkı sağlamak amacıyla mayıs ayında Türk lirası mevduat ve KKM hesapları için uygulanan zorunlu karşılık oranları artırılmıştır. Parasal aktarım mekanizmasını ve sistemdeki Türk lirası mevduat payını desteklemek amacıyla ağustos ayında Türk lirası mevduat için tesis edilen zorunlu karşılıklara uygulanan faiz üst sınırı artırılmıştır. Eylül ayında Türk lirası mevduat için uygulanan zorunlu karşılık oranları artırılırken, yabancı para mevduat için Türk lirası tesis edilen zorunlu karşılık oranları azaltılmıştır. Kasım ayında kısa vadeli Türk lirası mevduat için zorunlu karşılık oranları artırılmış, yabancı para mevduat için Türk lirası tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranı azaltılmıştır. Aralık ayında KKM hesaplarına uygulanacak azami faiz oranı indirilirken, bu hesaplar için tesis edilen zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi uygulamasına son verilmiştir. 2024 yılında Türk lirası mevduat yaklaşık 4,9 trilyon TL artarken, KKM hesapları yaklaşık 1,5 trilyon TL azalmıştır. Aynı dönemde yabancı para mevduat nominal olarak 15 milyar ABD doları azalmıştır. Böylelikle toplam mevduat içerisinde Türk lirası mevduat payı yüzde 59 seviyesine ulaşırken, KKM payı yüzde 6’nın altına ve yabancı para mevduat payı yüzde 35’e gerilemiştir.
Bankacılık sektörünün 2023 yıl sonunda yüzde 35,5 olan özkaynak kârlılığı 2024 yılı Kasım ayı itibarıyla yüzde 27,5’e gerilemiştir. 2024 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşen faiz artırımları ve sonrasındaki sıkı duruş ve makroihtiyati politika çerçevesi net faiz marjını sınırlandırırken, 2024 yılında ücret, komisyon ve bankacılık hizmet gelirleri ile zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi sektörün kârlılığını desteklemiştir.
Bankacılık sektörünün sermaye yeterliliğindeki güçlü görünüm korunmuş, sektörün sermaye yeterlilik oranı 2024 yılı Kasım ayı itibarıyla yüzde 18,30 ile yasal sınırların üzerinde kalmaya devam etmiştir. Yasal öz kaynaklar içsel sermaye üretimi ve sermaye benzeri borçlanmalar ile desteklenmiştir. Yurt dışı finansman koşullarının iyileşmesi ve yabancı yatırımcıların artan ilgisi ile bankalar 2024 yılında yeniden ilave ana sermaye veya katkı sermayeye dahil edilebilir nitelikte sermaye benzeri borçlanma araçlarına yönelmiştir. Öte yandan, ülkemizde daha ihtiyatlı olarak uygulanan kredi risk ağırlıklarının yılın son çeyreğinde Basel standartlarına indirilmesi sermaye yeterliliğini desteklemiştir.
2.4.2 Finansal İstikrara Yönelik Uluslararası Alanda Yürütülen Faaliyetler
TCMB, finansal sistemleri güçlendirmeyi ve uluslararası finans piyasalarının istikrarını artırmayı hedefleyen uluslararası finansal platformların çalışmalarına, toplantı ve anketlerine katılımını sürdürmüştür. 2024 yılında toplantılar fiziki, hibrit ve çevrim içi olarak düzenlenmiştir.
TCMB’nin 2009 yılından beri üyesi olduğu Finansal İstikrar Kurulu (FSB) finansal sektöre yönelik etkin politikalar geliştirmek için çalışan ulusal finansal otoritelerin ve uluslararası standart belirleyici kurumların çalışmalarını koordine ederek uluslararası finansal istikrarı desteklemektedir. TCMB, FSB bünyesinde yapılan Genel Kurul ve daimî komitelerin toplantılarına üst düzeyde katılım sağlamanın yanı sıra üyesi olduğu FSB teknik alt grup çalışmalarına katkıda bulunmuş ve bu grupların toplantılarında TCMB’yi temsil etmiştir.
FSB’nin faaliyetlerini üyesi olmayan ülkeleri de kapsayacak şekilde genişletmek amacıyla 2011 yılında oluşturduğu altı bölgesel danışma grubundan biri olan Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) Bölgesel Danışma Grubu’nun 2024 yılı toplantıları, 6 Şubat 2024 ve 6 Kasım 2024 tarihlerinde yapılmış olup, toplantılara konuşmacı olmak üzere Başkan Yardımcısı düzeyinde katılım sağlanmıştır. Toplantılarda, MENA bölgesi kırılganlıkları, 2023 yılı bankacılık krizinden çıkarılan dersler, yapay zekânın finansal sisteme etkileri ve siber riskler ele alınmıştır.
TCMB’nin 2009 yılından beri üyesi olduğu bir diğer uluslararası finansal platform olan Basel Bankacılık Denetim Komitesi (BCBS), bankaların ihtiyati düzenlemesine yönelik küresel standartlar belirlemekle görevli olup, bankaların denetlenmesi konularında düzenli iş birliği için bir forum işlevi de sağlamaktadır. BCBS’in toplantılarında üst düzeyde temsil sağlayan TCMB, çeşitli alt çalışma grubu toplantılarına da teknik düzeyde katılım sağlayarak katkı vermiştir.
2024 yılında uluslararası finansal kuruluşların çalışmalarının ana gündem maddelerini, finansal istikrar konusunda küresel iş birliğinin desteklenmesi, finansal kurumlar için etkili çözümleme rejimlerinin tam olarak uygulanmasının teşvik edilmesi, banka dışı finansal aracılık faaliyetlerinin dayanıklılığının artırılması, sınır ötesi ödemelerin iyileştirilmesi, dijital yeniliklerin (kripto varlık piyasalarındaki gelişmeler, dijital menkul kıymetleştirme ve yapay zeka) finansal istikrar üzerindeki etkilerinin izlenmesi, siber ve operasyonel dayanıklılığın artırılması, iklim değişikliğinden kaynaklanan finansal risklerin incelenmesi, mevcut standartları izleme ve gözden geçirme çalışmaları ile üye ülkelerde Basel III uygulamasının izlenmesi oluşturmuştur. Bu çalışmalara azami düzeyde katkı sağlanması amacıyla Türkiye’de ilgili kurumlarla etkin bir iş birliği yürütülmüştür.
Ayrıca, ülkemizde başta Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) ve Finansal İstikrar Komitesi (FİK) olmak üzere çeşitli platformlarda finansal istikrara ilişkin risk oluşturabilecek hususlar ele alınmakta ve gereken tedbirler zamanında uygulanmaktadır. Bu kapsamda TCMB, ilgili otoritelerle iş birliği ve koordinasyon içinde düzenleme önerileri ve etki analizlerini de içeren çalışmalarına devam etmektedir. 2024 yılında TCMB ayrıca, FİK altındaki Sistemik Riski İzleme Çalışma Grubuna Sekretarya görevini yerine getirmiş ve esas olarak sistemik risklerin önceden belilrlenebilmesine yönelik çalışmalarda aktif rol oynamıştır.
2.4.3 Katılım Finans Sektörüne Yönelik Faaliyetler
Katılım finansa ilişkin çalışmaları koordine etmek, ilgili mevzuat çalışmalarına katkı sunmak ve bu sektöre ilişkin riskleri analiz etmek üzere kurulan ve Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Katılım Finans Müdürlüğü, TCMB mevzuatı ile belirlenen görev alanı kapsamında yurt içi ve yurt dışı paydaşlarla yakın bir iletişim ve iş birliği içerisinde faaliyetlerine devam etmiştir.
2024 yılında, katılım bankalarının talepleri ve ortaya çıkan güncel düzenleme ihtiyaçları doğrultusunda TCMB bünyesindeki ilgili birimler ile birlikte yürütülmekte olan çalışmalar içinde yer alınmıştır. Zorunlu karşılıklar ve telafi ödemesi uygulaması kapsamında yürütülen düzenleme değişikliği çalışmalarının katılım bankacılığı ve katılım finans esaslarını kapsayacak şekilde uyarlanması için yürütülen çalışmalara katkı sağlanmıştır. 2022 yılında Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile yayımlanan Katılım Finans Strateji Belgesinde yer alan stratejik amaçların ve hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik olarak kurulan Kurumsal Dönüşüm ve Destekleyici Mekanizmalar Eylem Planı Uygulama ve İzleme Grupları toplantılarına katılım sağlanmıştır. Ayrıca, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığınca yürütülen Katılım Finans Mevzuatı Çalışma Grubu kapsamındaki çalışmalara ve katılım finans kanununa ilişkin hazırlanan taslaklara katkı sunulmuştur.
TCMB’nin hissedar veya üyesi olduğu uluslararası kuruluşlarca düzenlenen toplantılar ve gelişmeler takip edilmiş, düzenleme ve rapor çalışmalarına destek verilerek çeşitli öneriler ortaya konulmuştur. Bu kapsamda, Uluslararası İslami Likidite Yönetimi Kuruluşu’nun (IILM) yönetim ve idare organları olan Yönetim Kurulu ile İcra, Risk Yönetimi ve Denetim Komiteleri toplantılarına ilgili düzeylerde yıl boyunca katılım sağlanmıştır. Ayrıca, TCMB’nin tam üye olduğu İslami Finansal Hizmetler Kurulu’nun (IFSB) en üst karar organı olan IFSB Konsey, düzenleme çalışmalarını yürüten IFSB Teknik Komite ve diğer alt çalışma gruplarına ait toplantılara yıl boyunca aktif katılım sağlanmış ve müzakere edilen konulara görüş bildirilmiştir.
TCMB Başkanı Dr. Fatih Karahan başkanlığında Türkiye Katılım Bankaları Birliği’ni (TKBB) temsilen katılım bankaları Genel Müdürleri ve TKKB Genel Sekreterinin katılımıyla TCMB ev sahipliğinde 2024 yılı Ağustos ve Aralık aylarında toplantılar gerçekleştirilmiştir. Bu toplantılarda, TCMB tarafından uygulanmakta olan para politikası ve makroihtiyati politika çerçevesi kapsamında katılım bankalarının sektöre ilişkin güncel talep ve değerlendirmeleri ele alınmıştır. Diğer taraftan, Dijital Bankaların Faaliyet Esasları ile Servis Modeli Bankacılığı Hakkında Yönetmelik esaslarına göre kurulmuş olan dijital bankalara yönelik olarak da bir çalıştay düzenlenmiştir. TCMB, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) ve TKBB temsilcileri ile dijital banka yöneticilerinin katılım sağladığı çalıştayda, dijital bankacılık uygulamaları müzakere edilmiş, sektörün ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda talepleri değerlendirilmiştir.
TCMB’nin ikili ilişkileri geliştirme amacı doğrultusunda katılım finans alanında yurt dışı eğitim talepleri karşılanmıştır. Bu kapsamda, Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Afganistan Merkez Bankaları ile Özbekistan Bankacılık ve Finans Akademisi’ne (BFA) katılım bankacılığına ilişkin yasal ve düzenleyici çerçeve, kullanılan temel sözleşme türleri ve merkez bankası likidite imkanlarına ilişkin çeşitli sunumlar gerçekleştirilmiştir. Katılım finans alanında düzenleme hazırlığında bulunan ilgili merkez bankalarına ülkemizin bu alandaki tecrübelerini aktarmak ve rehberlik sağlamak amacıyla ülkemizdeki katılım finans sektöründeki tanımlamalar, ürün isimleri ve uygulamalar, IFSB başta olmak üzere ilgili uluslararası kuruluş standartları ile katılım bankalarına yönelik hususi düzenleme yaklaşımı hakkında bilgi verilerek görüş alışverişinde bulunulmuştur.
1 Yasal sınırlar toplam LKO için yüzde 100, YP LKO için yüzde 80’dir.