Küresel büyüme zayıf seyrini 2016 yılı boyunca devam ettirmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde büyümenin zayıf olduğu son beş yıllık dönemde Türkiye ekonomisi göreli olarak iyi bir büyüme performansı göstermiştir. Yılın ilk yarısında Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) istikrarlı büyüme eğilimini yavaşlayarak sürdürmüştür. İlk yarıda büyümenin ana sürükleyicisi nihai yurt içi talep olurken, net ihracat büyümeye negatif katkı yapmıştır. GSYİH yılın üçüncü çeyreğinde ise yıllık bazda yüzde 1,8 oranında azalmış; ilk dokuz aylık dönemde büyüme yüzde 2,2 olmuştur.
2016 yılında yıllık tüketici enflasyonu temelde gıda enflasyonu kaynaklı dalgalı bir seyir izlemiş, yıl sonunda yüzde 8,5’e gerilemekle birlikte belirsizlik aralığının üzerinde gerçekleşmiştir. Çekirdek enflasyon göstergeleri yıl boyunca kayda değer bir düşüş gösterirken son çeyrekte yaşanan döviz kuru gelişmelerine bağlı olarak Aralık ayında yükselmiştir. İktisadi faaliyetin zayıf seyretmesi çekirdek enflasyon eğilimindeki bozulmayı sınırlamıştır. Yakın dönemde yaşanan döviz kuru hareketleri enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk oluşturmuştur. Öte yandan, orta vadeli enflasyon beklentileri hedefin üzerinde seyretmeye devam etmiştir.
Küresel belirsizliklerin etkisiyle risk algısı dalgalı seyrini sürdürmüştür. Kasım 2016’daki Amerika Birleşik Devletleri (ABD) seçimleri sonrası gelişmiş ülke faizlerinde artış olmuştur. Küresel belirsizliklerdeki artış ve sermaye akımlarındaki dalgalanma diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de finansal piyasalar ve döviz kurunda oynaklığa neden olmuştur. Küresel faiz oranlarındaki bu artış ve risk iştahındaki zayıflamaya bağlı olarak gelişmekte olan ülkelere ve Türkiye’ye yönelik portföy akımlarında belirgin yavaşlama olmuştur.
2016 yılı Mart ve Eylül ayları arasındaki dönemde enflasyonist baskılardaki azalma, finansal koşullardaki sıkılık ve küresel finansal piyasaların ılımlı seyri, TCMB’nin faiz koridoru politikasında ölçülü ve temkinli adımlar atmak suretiyle sadeleşme yapmasına olanak sağlamıştır. İlaveten, Temmuz ayı ortalarında yaşanan oynaklıkların finansal piyasalar üzerindeki olumsuz etkisini sınırlamak ve piyasaların etkin işleyişini sağlamak amacıyla TCMB bir dizi likidite önlemi de almıştır. Türk lirası likidite yönetiminin yanı sıra TCMB, 2016 yılı boyunca döviz piyasasındaki likiditeyi desteklemek amacıyla da adımlar atmıştır.
2016 yılı sonunda küresel belirsizliklerdeki artış ve yüksek oynaklıklara bağlı döviz kuru hareketlerinin enflasyon beklentilerini ve fiyatlama davranışları üzerindeki olumsuz etkisini sınırlandırmak amacıyla TCMB Kasım ayında bir miktar parasal sıkılaştırma gerçekleştirmiştir. Küresel ve yurt içi koşullar dikkate alındığında, TCMB’nin para politikası duruşu enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde dengeleyici ve finansal istikrar açısından destekleyici bir nitelik sergilemiştir.