2.2.1. Türk Lirası Likidite Yönetimi
2013 yılı Mayıs ayı sonrası dönemde küresel para politikalarına dair yaşanan gelişmeler finans piyasalarındaki hareketlerin temel belirleyicisi olmuştur. Bu dönemde, küresel ölçekte neredeyse tüm finansal varlıklarda yeniden fiyatlama yaşanmış ve gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarında çıkışlar gözlenmiştir. Bu süreçte; TCMB, 1 haftalık repo faiz oranı, faiz koridoru, TL ve yabancı para likidite politikaları ve zorunlu karşılık araçlarını aktif bir şekilde kullanarak küresel ekonomik oynaklığın Türkiye ekonomisine olan olumsuz etkilerini sınırlamaya ve enflasyon görünümünde yaşanan bozulmayı gidermeye yönelik politikalar uygulamıştır.
Küresel kriz sonrası dönemde, gelişmiş ülkelerin uyguladıkları geleneksel olmayan politikalar ve bu politikalara ilişkin belirsizlikler, gelişmekte olan ülke faizlerinin küresel para politikası gelişmelerine ve gelişmiş ülkelere dair açıklanan verilere aşırı duyarlı hale gelmesine neden olmuştur. Bu süreçte, TCMB’nin geniş faiz koridoru ve sıkı likidite politikasının bir arada kullanıldığı bir para politikası çerçevesi uygulaması, Türkiye ekonomisinin küresel şoklara karşı hassasiyetini azaltarak fiyat istikrarını ve finansal istikrarı desteklemiştir.
2013 yılı Mayıs ayı sonrası dönemde TL’de yaşanan belirgin değer kaybı enflasyonu ve enflasyon beklentilerini olumsuz etkilemiştir. TCMB, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmayı sınırlamak için 2014 yılının başından itibaren para politikasında sıkı bir duruş sergilemiştir. 2015 yılı genelinde izlenen sıkı likidite politikası sonucunda ortalama fonlama faizi kademeli olarak yükseltilmiş ve bankalar arası gecelik repo faizlerinin faiz koridorunun üst bandında oluşması sağlanmıştır.
Ocak ayı PPK toplantısında, para politikasındaki sıkı duruş ve alınan makroihtiyati önlemlerin enflasyonu, özellikle enerji ve gıda dışı enflasyon göstergelerini ve enflasyon beklentilerini olumlu yönde etkilediği ve başta petrol olmak üzere, düşen emtia fiyatlarının enflasyondaki düşüş sürecini desteklediği ifade edilmiştir. Bu olumlu gelişmeleri değerlendiren PPK, bir haftalık repo faizinde ölçülü bir indirim yapılmasına karar vermiş ve bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 8,25’ten yüzde 7,75’e indirilmiştir.
Şubat ayı PPK toplantısında, uygulanan temkinli para ve maliye politikaları ile alınan makroihtiyati önlemlerin enflasyonu, özellikle enerji ve gıda dışı enflasyon göstergelerini ve enflasyon beklentilerini olumlu yönde etkilediği ve çekirdek enflasyondaki düşüşün devam edeceğinin öngörüldüğü ifade edilmiştir. Bununla birlikte, enflasyondaki düşüşün kalıcı olması için para politikasında temkinli bir yaklaşım gerektiği belirtilmiştir. Gıda ve enerji fiyatlarındaki artan oynaklığı da dikkate alan PPK, faiz oranlarındaki indirimin ölçülü tutulmasını uygun görmüştür. Bu doğrultuda, marjinal fonlama oranı yüzde 11,25’ten yüzde 10,75’e; açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranı yüzde 10,75’ten yüzde 10,25’e; TCMB borçlanma faiz oranı yüzde 7,5’ten yüzde 7,25’e ve Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.00–17.00 arası gecelik vadede uygulanan geç likidite penceresi TCMB borç verme faiz oranı ise yüzde 12,75’ten yüzde 12,25’e indirilmiştir. Aynı zamanda, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 7,75’ten yüzde 7,5’e indirilmiştir.
PPK, 2015 yılının başından itibaren gözlenen birikimli döviz kuru hareketleri ile enerji ve gıda fiyatlarındaki oynaklıkların enflasyon ve enflasyon bekleyişleri üzerindeki etkilerini sınırlamak amacıyla yılın genelinde sıkı para politikası duruşunu devam ettirmiş ve likidite ihtiyacı temel olarak bir hafta vadeli TL miktar repo ihalesi ile fonlanmakla birlikte marjinal fonlama oranından yapılan fonlamanın payı Mart ayından itibaren giderek artırılmıştır.
Ağustos ayı PPK toplantısında, küresel para politikalarının normalleşmeye başlamasından önce ve sonra uygulanabilecek diğer politikalar ele alınmıştır. Konuyla ilgili değerlendirmeler çerçevesinde oluşan yol haritasının TCMB Genel Ağ sitesinde kamuoyuyla paylaşılması kararlaştırılmıştır. TCMB, 18 Ağustos 2015 tarihinde yayımladığı yol haritasında küresel para politikalarının normalleşmeye başlamasından önce ve sonra uygulanabilecek politikaları kamuoyuna açıklamıştır. Bu çerçevede, faiz koridorunun daraltılacağı ve bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı etrafında daha simetrik bir hale getirileceği açıklanmıştır. Ayrıca, ilgili duyuruda TL likiditesi, döviz likiditesi ve finansal istikrara yönelik normalleşme öncesinde ve sırasında uygulanacak politikalara yer verilmiştir. TL likiditesine ilişkin olarak, yol haritasının açıklanmasını takiben, piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranı uygulaması kaldırılmış ve TL işlemlerinin teminat koşullarında sadeleşmeye gidilmiştir. Ayrıca, TL işlemleri için teminata döviz depo getirilmesi imkanı hatırlatılmış ve bu imkanın kullanımıyla ilgili basitleştirilen yeni kurallar ilan edilmiştir.
Yılın son PPK toplantısında, küresel para politikalarındaki normalleşmenin başlaması ile birlikte oynaklıklarda gözlenen düşüşün kalıcı olması halinde 2016 yılının ilk toplantısından itibaren para politikasındaki sadeleşme adımlarına başlanabileceği değerlendirilmiştir.