2.1.4. Sonuç
Özetle, küresel kriz sonrasında gelişmiş ülkelerin genişletici para ve maliye politikalarının gelişmekte olan ülkeler üzerindeki olumsuz yansımalarının hissedilmeye başlandığı 2010 yılı sonlarında TCMB tarafından tasarlanmaya başlanan yeni para politikası yaklaşımı, 2011 yılında büyük ölçüde şekillenmiş; 2012 yılında ise yeni politika araçlarıyla zenginleştirilmiştir. Olası şoklara karşı daha esnek bir yapı oluşturulmasına dayanan bu yaklaşım iç ve dış talebin dengelenmesine önemli katkıda bulunarak makrofinansal riskleri azaltmıştır. Bu çerçevede 2012 yılı, iktisadi dengelenme sürecinin belirginleştiği, enflasyonda istikrarlı bir düşüşün gözlendiği, öte yandan iktisadi faaliyetin ise büyümeye devam ettiği bir yıl olmuştur.
TCMB, 2013 yılında uygulanacak politikalarla elde edilen kazanımların korunarak daha da ileri götürülmesini amaçlayacaktır. İthalat fiyatlarının ve döviz kurunun oynaklığının düşük olduğu, küresel ekonomide ek bir bozulma olmadığı ve mali disiplinin korunduğu varsayımları altında 2013 yılının sonunda enflasyonun hedefe yakın gerçekleşmesi beklenmektedir. İktisadi faaliyet tarafında ise gerek 2012 yılının ortasından itibaren alınan destekleyici para politikası kararlarının gerek yurt dışı finansman koşullarındaki iyileşmenin katkısıyla önümüzdeki dönemde iç talebin istikrarlı bir artış eğilimi sergileyeceği tahmin edilmektedir.