Dünya genelinde koronavirüs salgınına yönelik izolasyon önlemlerinin gevşetilmesi, aşılamanın hızlanması ve destekleyici ekonomi politikalarının katkısıyla 2021 yılında küresel iktisadi faaliyette toparlanma görülmüştür. Diğer yandan, tedarik süreçlerindeki aksaklıklar, küresel talepteki toparlanma ve emtia fiyatlarının etkisi ile küresel ölçekte enflasyon oranları artmıştır. Gelişmiş ülke para politikalarındaki değişim sinyalleri nedeniyle, gelişmekte olan ülkelere (GOÜ) yönelen portföy hareketlerinde oynaklık gözlenmiştir. Küresel toparlanmanın sektörler ve firma ölçeği bazında homojen olmaması ve reel sektör borçluluğunun süregelen yüksek seviyesi, küresel finansal istikrar açısından bir belirsizlik unsuru olarak ön planda kalmaya devam etmiştir.
Türkiye’de hanehalkı borçluluğu salgın döneminde emsal ülkelere kıyasla daha sınırlı düzeyde artmıştır. 2021 yılında hanehalkı finansal kaldıraç oranı, hanehalkı finansal varlıklarının yükümlülüklerinden daha güçlü büyümesiyle gerilemiştir. İhtiyaç kredileri ve bireysel kredi kartları, hanehalkı finansal yükümlülüklerindeki artışta belirleyici olmuştur. Söz konusu dönemde bireysel kredi kartı bakiyesi yüzde 44 büyürken, tüketici kredilerinde yıllık büyüme yüzde 15 olmuştur. Öte yandan, son yıllarda borçlanmanın artan oranda sabit gelirli, ücretli çalışanlar tarafından yapılması ve kişi başına düşen borcun azalması borcun sürdürülebilirliğini desteklemektedir. Hanehalkı finansal varlıkları, TL mevduat ve mevduat dışı finansal varlıklardaki güçlü büyüme ile önemli artış kaydetmiştir. Bu dönemde mevduat dışı TL varlıklarda reel büyüme gözlenmiştir. Buna karşın, yılın son çeyreğinde TL’de yaşanan değer kayıpları para ikamesi oranının artmasında etkili olmuştur.
Salgına bağlı finansal koşullarda yaşanan gevşeme ile 2020 yılı genelinde hızlı artış kaydeden reel sektör firmalarının borçluluğu, 2021 yılı ilk üç çeyreğinde finansal koşullardaki sıkılaşma, salgınla birlikte kullandırılan Kredi Garanti Fonu (KGF) teminatlı kredilerin ödeme vadelerinin gelmesi ve bazı sektörlerde yüksek seyreden ciroların desteğiyle düşüş göstermiştir. Buna göre, 2020 yılı Ekim ayı itibarıyla yüzde 72 seviyesine kadar yükselen reel sektör finansal borçlarının GSYİH’ye oranı, 2021 yılı Ekim ayı itibarıyla yüzde 59,2 seviyesine gerilemiş, 2021 Kasım ayında döviz kuru gelişmeleri sonrasında yüzde 71,3 olarak gerçekleşmiştir. Reel sektörün net YP pozisyonunda uzun süredir gözlenen iyileşme ise 2021 yılında da devam etmiş, pozisyon açığının en yüksek düzeyde olduğu 2018 yılı Mart ayından itibaren toplamda 81 milyar ABD doları kapanarak 2021 yılı Kasım ayı itibarıyla 115,5 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Firmaların toplam YP finansal borcu 2021 yılı Kasım ayı itibarıyla 243 milyar ABD doları olarak gerçekleşirken, bu borçluluğun 140 milyar ABD dolarlık kısmı yurt içi YP, 103 milyar ABD dolarlık kısmı ise yurt dışı YP kredilerden oluşmaktadır.
Bu dönemde firmaların yurt içinden sağladığı krediler gerilerken, yurt dışı kredilerin toplam finansal borçlanmadaki payı artmış, firmaların yurt dışı borçlarını yenileme oranı Eylül ayında yüzde 137’ye yükseldikten sonra, Kasım ayı itibarıyla yüzde 108 olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca, finansal kesim dışındaki firmaların YP varlıkları da önemli artış kaydederek 2021 yılı Kasım ayı itibarıyla 160 milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Reel sektör firmalarının artmaya devam eden kısa vadeli net döviz pozisyonu fazlası Kasım ayında 61 milyar ABD dolarına ulaşmış, kısa vadeli net YP pozisyonundaki bu güçlü görünüm firma bilançolarını desteklemeye devam etmiştir. Firmaların kur riskine yönelik ihtiyat saikiyle bulundurdukları ve likit bir varlık olan YP mevduatın kısa vadeli YP yükümlülükleri karşılama oranı halen salgın öncesi değerlerin üzerinde seyrederken, firmaların finansal borçlarının finansal varlıklarına oranı, salgın öncesi seviyesinin altına gerilemiştir. Reel sektör firmalarının borç/GSYİH oranı ise 2021 yılı üçüncü çeyrek itibarıyla GOÜ ve dünya ortalamasının altındaki seyrini sürdürmektedir.
2021 yılının ilk üç çeyreğinde finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle yavaşlayan kredi büyümesi yılın son çeyreğinde para politikası duruşunda yapılan güncellemeler sonrasında toparlanma eğilimine girmiştir. Kur etkisinden arındırılmış kredi büyümesi 2020 yıl sonundaki yüzde 23,4 değerinden Eylül ayı sonunda yüzde 8,7 oranına geriledikten sonra 2021 yıl sonunda yüzde 13’e yükselmiştir. 2021 yılında bireysel kredi büyümesi güçlü bir seyir izlerken, TL ticari kredi büyümesi yılın son çeyreğinde yukarı yönlü hareketlenmeye başlamıştır. Bireysel kredi büyümesinde ihtiyaç kredisi ve bireysel kredi kartı harcamaları etkili olmuştur. Bireysel kredi büyümesinin ılımlı seyre dönmesi için makroihtiyati çerçeve güçlendirilmiştir.
Kredilerin yakın izleme ve Tahsili Gecikmiş Alacaklar (TGA) olarak sınıflandırılmasında kullanılan gecikme sürelerine ilişkin sağlanan esnekliğin ve iktisadi faaliyetteki canlılığının etkisiyle 2021 yılı Eylül ayına kadar TGA bakiyesi nispeten yatay bir seyir izlemiştir. Kredi sınıflama esnekliğinin Eylül ayında kaldırılmasıyla birlikte, TGA bakiyesi son çeyrekte 11 milyar TL tutarında artış göstermiştir. TGA bakiyesindeki sınırlı artışa karşın TL kredi büyümesi ve döviz kuru kaynaklı YP kredilerin TL karşılığının artmasının etkisiyle TGA oranı 2020 yıl sonundaki yüzde 4,1 değerinden 2021 yıl sonunda yüzde 3,2 seviyesine gerilemiştir. Diğer taraftan, yakın izlemedeki kredilerin brüt kredilere oranı 2020 yıl sonundaki yüzde 10,4 değerinden 2021 yıl sonunda yüzde 11,1’e yükselmiştir. Bankaların salgın döneminde ihtiyatlı bir şekilde kredi karşılığı ayırmaya devam ettikleri gözlenmektedir. Yakın izlemedeki krediler ve TGA’lar için ayrılan karşılık oranı 2021 yılı Aralık ayı itibarıyla sırasıyla yüzde 17,7 ve yüzde 79,7 seviyesindedir.
Bankacılık sektörünün fonlama ve likidite kaynaklı riskleri yönetebilecek güçlü likidite tamponlarına sahip olduğu görülmektedir. Mayıs-Ağustos döneminde güçlenen efektif girişlerinin katkısı ile bankaların likidite pozisyonu olumlu görünümünü korumuş, sektörün toplam ve YP likidite karşılama oranları yasal alt sınırları oldukça üzerinde gerçekleşmiştir. Kredilerdeki genişleme güçlü mevduat büyümesiyle fonlanmış ve kredilerin mevduata oranı (K/M) son yılların en düşük seviyesine (Aralık sonu itibarıyla yüzde 87,5) gerilemiştir. 2021 yılında mevduat gelişiminde TL mevduat artışı belirleyici olmuştur. Salgın döneminde kullandırılan KGF teminatlı kredilerin vadelerinin geldiği yılın ilk yarısında TL ticari mevduat yatay seyir izlemiş, yaz aylarında ise canlı iktisadi faaliyetle birlikte sağlanan nakit girişleriyle yeniden artış eğilimine girmiştir. 2021 yılında tasarruf mevduatı TL mevduat kaynaklı artmıştır. Gerçek kişilerin YP mevduatı, Mart ayındaki kur gelişmeleri sonrasında gerilerken, yaz aylarında yurt dışındaki Türk vatandaşlarının ülkeye girişlerinin katkısı ile yeniden artış eğilimine girmiştir. Aralık ayında mevduat/katılım fonu kompozisyonunda TL’nin payının artırılarak finansal istikrarın desteklenmesi amacıyla döviz tevdiat ve altın hesaplarından TL mevduata dönüşümün desteklenmesi ile TL mevduat sahiplerinin kur gelişmelerinden etkilenmemesi amacıyla TCMB ile T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından desteklenen kur korumalı mevduat hesabı uygulamalarına başlanmıştır.
Bankacılık sektöründe dış borç yenilemeleri bankaların güçlü likidite pozisyonu ile YP kredi talebinin zayıf seyretmesinin etkisi ile yüzde 100’ün altında gerçekleşmiştir. Sendikasyon kredileri yılın ilk yarısında yüzde 108, ikinci yarısında yüzde 101 oranında yenilenmiştir. Sendikasyon kredilerinde ABD doları dilim maliyetlerinde referans faizlere eklenen marjlar, 2021 yılı Ekim-Kasım döneminde yapılan işlemler için yılın ikinci çeyreğinde gerçekleştirilen işlemlere göre 35 baz puan azalarak 215 baz puan düzeyine gerilemiştir. Yurt dışında genişlemeci politikaların devam etmesi ile uluslararası kaynaklara erişim maliyetleri ılımlı seyretmiş, bankalar ihtiyaçlarına göre yurt dışı fonlama sağlamaya devam etmiştir.
Bankacılık sektörünün sermaye yeterliliğindeki güçlü görünüm korunmuş, sektörün sermaye yeterlilik oranları yasal sınırların üzerinde kalmaya devam etmiştir. BDDK yılın üçüncü çeyreğinde, salgının bankaların bilançosuna ve kredi arzına yönelik olumsuz etkilerini sınırlamak amacıyla 2020 yılında aldığı tedbirlerin önümüzdeki dönemde uygulanmasına ilişkin yeni kararlar açıklamıştır.
Alınan tedbirlerin katkısıyla belirsizliklerin yüksek olduğu bir dönemde bankaların sermaye yeterliliği desteklenmiştir. Düzenleme etkilerinden arındırıldığında da bankaların güçlü sermaye yapısının korunduğu görülmektedir. Bankacılık sektörü Sermaye Yeterlilik Rasyosu (SYR) Aralık ayı itibarıyla yüzde 18,3 seviyesindedir.
2021 yılının ilk yarısında gerileyen bankacılık sektörü kârlılığı, 2021 yılının ikinci yarısından itibaren toparlanma eğilimine girmiştir. Kârlılık performansının iyileşmesinde en önemli etken, kredilerin yeniden fiyatlanması ile ılımlı seyreden mevduat faizlerinin etkisiyle net faiz gelirinin artmasıdır. Öte yandan, TGA ilavelerindeki ılımlı seyrin etkisi ve ihtiyati olarak ayrılan karşılıkların iptalleri sonrasında kredi karşılık giderlerindeki azalış da kâr performansını desteklemiştir. 2021 yılı Aralık ayı itibarıyla özkaynak kârlılığı ve aktif kârlılığı sırasıyla yüzde 14,4 ve yüzde 1,3 düzeyindedir.
TCMB, temsil gücünü ve etkinliğini artıran ve finansal istikrara katkı sağlayan çalışmalarla uluslararası finansal platformlarda yerini almıştır. 2021 yılında da devam eden küresel salgın sürecinde toplantılar; telekonferans, sanal toplantı ve hibrit toplantı şeklinde düzenlenmiştir. Bu kapsamda, finansal istikrarın sağlanması için ulusal finansal otoritelerin ve uluslararası standart belirleyici kurumların çalışmalarını koordine etmek ve etkin düzenleme, gözetim ve diğer finansal sektör politikaları geliştirmek ve uygulamakla görevli olan Finansal İstikrar Kurulu (FSB) Genel Kurul, Yönetim Komitesi ve daimî komite toplantılarına üst düzeyde aktif katılım sağlanmıştır. Bunun yanı sıra, FSB bünyesinde TCMB’nin üyesi olduğu teknik alt grup toplantılarına da katkıda bulunulmuştur.
FSB MENA Bölgesel Danışma Grubu’nun toplantıları 24 Mart 2021 ve 3 Aralık 2021 tarihlerinde sanal platformda gerçekleştirilmiştir. Toplantılara, Başkan ve Başkan Yardımcısı düzeyinde katılım sağlanmıştır. 24 Mart 2021 tarihinde gerçekleşen toplantıda koronavirüs salgınına karşı alınan politika tedbirleri ve bunların finansal istikrara etkileri, bölgedeki finansal kırılganlıklar ve kırılganlıklara yönelik alınan tedbirler ile G20 sınır ötesi ödemeler yol haritasının MENA finansal sistemine yansımaları ele alınmıştır. 1 Temmuz 2021 tarihinden itibaren TCMB ile Tunus Merkez Bankası, FSB MENA Bölgesel Danışma Grubu Eş Başkanlık görevini iki yıl boyunca yürütmek üzere devralmıştır. 3 Aralık 2021 tarihinde sanal ortamda yapılan toplantıda bölgedeki finansal kırılganlıklar ve iklim değişikliğine ilişkin finansal risklerin bölgeye etkileri görüşülmüştür.
Bankaların denetimi alanında genel standartlar belirlemek; üyesi olan otoritelere danışmanlık yapmak ve sermaye ve likidite başta olmak üzere çeşitli alanlarda yeni uluslararası standartlar oluşturmakla görevli olan Basel Bankacılık Denetim Komitesi (BCBS) toplantılarına TCMB üst düzeyde, çeşitli alt çalışma grubu toplantılarına da teknik düzeyde katılım sağlamış ve katkı vermiştir.
Küresel salgın kaynaklı kırılganlıkların tespiti, ortadan kaldırılması, bu amaçla alınan politika tedbirleri ve söz konusu tedbirler ile etkilerine dair elde edilen ön bulgular, üyesi olunan tüm uluslararası kuruluşlarla 2021 yılında yapılan çalışmaların ortak odak noktası olmuştur. Çalışmaların yol haritası ortaya koyulurken, finansal istikrarın temini ana hedef olarak belirlenmiştir. Uluslararası kuruluşlar bünyesinde yapılan bu çalışmalar, yapılacak katkılar aracılığıyla azami faydanın sağlanması amacıyla, Türkiye’deki ilgili otoritelerin etkin iş birliği çerçevesinde yürütülmüştür.
Uluslararası düzeyde bilgi paylaşımının kritik önem taşımaya devam ettiği 2021 yılında, üye olunan uluslararası kuruluşların, üye ülkelerce alınan tedbir ve politikaların toplulaştırılması, tedbirlerden çıkış stratejileri ve tedbirlerin etkinliği çalışmaları devam etmiştir. Üye ülkelerin bilgi ve tecrübe paylaşımına olanak tanıyan bu çalışmalar, Türkiye’deki ilgili otoritelerle paylaşılarak, iş birliği çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.
2021 yılı Şubat ayında Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürlüğü bünyesinde Katılım Bankacılığı Müdürlüğü kurulmuştur. Müdürlüğün görevleri arasında; katılım bankalarına ilişkin ulusal ve uluslararası mevzuatın izlenmesi, incelenmesi, mevzuat ve değişiklik taslaklarına ilişkin görüş verilmesi ve ilgili mevzuat çalışmalarının yapılması, katılım bankacılığına özgü risklerin finansal istikrar açısından takip ve analiz edilmesi, katılım bankacılığı konularına ilişkin TCMB birimleri arasındaki eş güdümün sağlanması ve gerektiğinde ilgili birimlere görüş verilmesi, İslami finans alanında üyesi ve hissedarı olduğumuz uluslararası kuruluşlarla ilişkilerin takip edilmesi ve buralardan elde edilen bilgilerin yurt içinde ilgili kuruluşlarla paylaşılması yer almaktadır. Katılım bankalarından gelen talepler sonrasında teknik ve hukuki çalışmalar yapılmış olup Mart ayında Türk Lirası İşlemleri Uygulama Talimatı’nda gerekli değişiklikler yapılarak, HMVKŞ tarafından ihraç edilen YP cinsi varlıkların repo karşılığı kıymet olarak kabul edilmesine karar verilmiştir.
Döviz işlemlerinde geçerli olmak üzere TCMB’ye tek taraflı cayma hakkı tanınması ve katılım bankaları için ise gayrikabili rücu olarak cayılamaz bir vaat hakkı verilmesi önerilmiştir. TCMB buna ilişkin düzenlemeyi yapmıştır.
Katılım bankaları tarafından orta ve uzun vadeli konulara ilişkin yapılan öneriler ve bu konuda ortaya çıkan pratik ihtiyaçlar ilgili birimler nezdinde çalışılmaktadır. Bu konuda yapılan çalışmalarda sektörler arasında arbitraj oluşturulmamasına, hukuki çerçeveye uyum ve para politikası alanına girilmemesine dikkat edilmektedir.
T.C. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde 26 Nisan, 10 Mayıs ve 24 Mayıs 2021 tarihlerinde gerçekleştirilen Katılım Finans Kuruluşları Çalışma Grubu toplantılarına ve çalıştayına katılım sağlanmıştır.
TCMB’nin hissedar olduğu Uluslararası İslami Likidite Yönetimi Kuruluşu (IILM) ve üyesi olduğu İslami Finansal Hizmetler Kurulu (IFSB) nezdindeki uluslararası toplantılar ve gelişmeler takip edilerek düzenleme çalışmalarına katkı sunulmuş, çeşitli öneriler ortaya konulmuş ve rapor çalışmalarına destek verilmiştir. Bu kapsamda IFSB ve IILM bünyesindeki komitelerin ve alt çalışma gruplarının toplantılarına katılım sağlanmıştır. İslami Finansal Kuruluşlar Muhasebe ve Denetim Kurumu (AAOIFI) nezdinde yıl içinde geliştirilen ve tarafımıza gönderilen standartlar incelenerek gerekli yorumlar yapılmıştır. İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Komitesi olan İSEDAK (COMCEC) bünyesindeki çalışma grubu toplantılarına katılım sağlanmıştır.
IILM’nin temel görevi, İslami bankaların likidite yönetimini kolaylaştırmak ve İslami finansal işlemler için gösterge oluşturmak amacıyla; bankalararası borçlanma işlemlerinde teminat olarak kullanılabilen, ikincil piyasalarda alınıp satılabilen, merkez bankalarınca da İslami bankalara sağlanan kısa vadeli finansmanda teminat olarak kabul edilen kısa vadeli sukuk ihraç etmektir. Kuruluş bünyesinde Risk Yönetimi, Denetim Komitesi, İcra Komitesi, Yönetim Kurulu ve Genel Kurulu ilgilendiren düzeylerde yıl boyunca toplantılar gerçekleştirmiştir. IILM’in hissedarı olan TCMB de karar süreçlerinde aktif olarak yer almaktadır. Bu kapsamda yıl boyunca yapılan toplantılara TCMB katılım sağlamıştır.
IFSB; uluslararası standartları İslami kurallara uyarlayarak veya yeni standartlar oluşturarak İslami finansal hizmetler sektörünün gelişimini teşvik etmektedir. TCMB, IFSB’ye tam üyelik statüsünde olup toplantılara yıl boyunca aktif olarak katılmış ve görüş bildirmiştir.
İSEDAK (COMCEC) bünyesindeki çalışma gruplarından Mali Çalışma Grubu’nun 16. toplantısı, 9–10 Eylül 2021 tarihlerinde sanal ortamda gerçekleştirilmiştir. “COVID-19’a Karşı Mikro İşletmeleri ve KOBİ’leri Desteklemede İslami Finansın Rolü” ana teması çerçevesinde yapılan toplantıda çeşitli konu başlıkları altında sunumlar yapılmıştır. Hazırlanan araştırma raporu ve bu raporun çıktısı olan politika önerileri üyelerin görüşüne sunularak karşılıklı görüş alışverişinde bulunulmuştur.