TCMB’nin faaliyetleri dolayısıyla maruz kaldığı finansal riskler kredi, piyasa ve likidite risklerinden oluşmakta, söz konusu riskler iş birimleri ile eş güdüm içerisinde yönetilmektedir. TCMB faaliyetleri sonucu maruz kalınan kredi, piyasa ve likidite risklerinin büyük çoğunluğu, para ve kur politikalarının uygulanması, döviz rezervlerinin yönetilmesi, bankacılık kesimine ve hükümete belirli bankacılık hizmetlerinin sunulması gibi yasal görevlerin yerine getirilmesi süreçlerinde ortaya çıkmaktadır. Para otoritesi olarak TCMB’nin para ve kur politikalarının uygulanması sürecinde karşılaştığı finansal riskler, seçilmiş olan politika hedeflerinin bir sonucudur. Bununla birlikte, döviz rezervlerinin yönetimi sırasında maruz kalınan finansal riskler yatırım tercihi sonucunda ortaya çıkmaktadır. TCMB rezerv yönetimi Yönetmelikte belirlenen yatırım kriterleri ile model portföyde belirlenen hedefler ve limitler çerçevesinde muhafazakâr bir şekilde yönetilmekte, söz konusu riskler mümkün olan en düşük seviyeye indirilmeye çalışılmaktadır.
TCMB’nin maruz kaldığı kredi riski temel olarak, döviz rezerv yönetimi kapsamında gerçekleştirdiği yatırım işlemleri, para politikası uygulamaları çerçevesinde bankalara kısa süreli likidite sağlamak için gerçekleştirilen APİ, BPP işlemleri ve bankalara sağlanan gün içi fonlama işlemleri ile kur politikası uygulamaları kapsamında gerçekleştirilen işlemlerden kaynaklanmaktadır. TCMB’nin para ve kur politikası çerçevesinde gerçekleştirdiği hemen hemen tüm işlemlerden kaynaklanan kredi riski, işlem miktarının tamamının belirli bir marj tutarını da içerecek şekilde ilgili hesaplarda tutulan bakiyeler ve çok yüksek kredi değerliliğine sahip ve ikincil piyasası bulunan kıymetlerle (döviz depoları, DİBS ve gelişmiş ülkelerin hazinelerince ya da uluslararası kuruluşlar tarafından ihraç edilen menkul kıymetler gibi) teminatlandırılması ve mevcut risklerin düzenli olarak izlenip gerektiğinde ilave teminat istenilmesi suretiyle yönetilmiştir. Bazı işlemlerde ise tüm bunlara ek olarak tahsil sonrası ödeme yöntemi benimsenmektedir.
Döviz rezerv yönetimi sırasında maruz kalınan kredi riskinin yönetimi ise, işlem yapılan kuruluşlar ile ihraçlarına yatırım yapılan ihraççı kuruluşlara ilişkin gerçekleştirilen kredi riski analizleri üzerine kurulmuştur. Bu çerçevede TCMB, döviz rezerv yönetimi sırasında maruz kaldığı kredi riskini en aza indirmek için üç temelden oluşan bir yönetim süreci uygulamıştır. İlk olarak yatırım işlemleri, Yönetmelik ile belirlenmiş olan kredi notu koşullarını karşılayan, yüksek kredi kalitesine sahip, önde gelen uluslararası finansal kuruluşlar ve borçlanıcılar ile sınırlandırılmıştır. İkinci olarak, yapılan işlemlerden kaynaklanan tüm kredi risklerinin kontrol edilmesi amacıyla işlem yapılan kuruluşlara tahsis edilebilecek kredi riski limitlerinin toplamı, yönetilebilir rezervin belirli bir oranı ile sınırlandırılmıştır. Üçüncü olarak, Yönetmelik ile belirlenmiş olan kredi notu koşullarını karşılayan kuruluşlar arasında temel ve finansal analiz yöntemleri de kullanılarak yapılan inceleme sonucunda seçilen her bir kuruluşa kredi riski limiti tahsis edilmiştir. Yıl içinde, işlem yapılan tüm tarafların kredi riski göstergeleri yakından takip edilmiş ve üst yönetime raporlanmıştır.
Uluslararası piyasalardaki kur, faiz ve fiyat dalgalanmaları döviz rezerv yönetimi sırasında piyasa riskine neden olmaktadır. Likidite riski ise önceden tahmin edilemeyen ani döviz likiditesi ihtiyaçlarının karşılanması sırasında zarar etme olasılığı olarak ortaya çıkmaktadır. Piyasa ve likidite riski yönetimi kapsamında, model portföyde belirlenen limitlere uyum takip edilip üst yönetime raporlanmıştır.
Döviz rezerv yönetimi kapsamında maruz kalınan finansal risklerin yanı sıra TCMB bilançosunda maruz kalınan kredi, piyasa ve likidite riskleri de ölçülmüş, izlenmiş ve raporlanmıştır.
Operasyonel risk yönetimi çalışmaları çerçevesinde, iş birimlerinin de katkılarıyla TCMB nezdinde yürütülen süreçlerin operasyonel risk unsurları değerlendirilmekte ve raporlanmaktadır. Bu değerlendirme, süreç bazında doldurulan risk matrisleri aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Risk matrisinde, etki ve gerçekleşme olasılıkları dikkate alınarak hesaplanan brüt riskler ile bu riskleri azaltmaya yönelik uygulanan kontroller değerlendirilerek kalıntı risk seviyesi belirlenmekte, kalıntı risk seviyesi belirli bir eşik değerin üzerinde olan süreçler için risk azaltıcı eylem planları hazırlanmaktadır. Süreçler yürütülürken gerçekleşen risk olayları ise olay kaydı formları ile kayıt altına alınmaktadır. Risk değerlendirmelerinde ve olay kayıtlarıyla tespit edilen risklere ilişkin alınan düzeltici ve önleyici eylem planları takip edilmekte ve raporlanmaktadır. Ayrıca, TCMB’de iş sürekliliği yönetiminin iletişim ve koordinasyonu Kurumsal Risk Yönetimi Müdürlüğü tarafından sağlanmaktadır. 2021 yılında risk değerlendirme çalışmaları yürütülmüş, ayrıca değişen ihtiyaçlar çerçevesinde iş sürekliliği yönetimine ilişkin mevzuatta güncelleme yapılmıştır.
Son olarak ise TCMB’nin suç gelirlerinin aklanması ve terörün finansmanına ilişkin ulusal ve uluslararası standartlar ve hukuki düzenlemelere uyumunu sağlayarak TCMB’nin bu konuda maruz kalabileceği risklerin önüne geçmek adına mevzuata uyum faaliyetleri yürütülmüştür. Bu kapsamda, ulusal ve uluslararası gelişmeler yakından takip edilerek TCMB faaliyetlerinin tamamının ilgili standartlara uygun bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak amacıyla gerekli tedbirler alınmış, izleme ve kontrol faaliyetleri yürütülmüştür. Bu çerçevede, ulusal paydaşlar tarafından yürütülen çalışmalara katkıda bulunulmuştur.