Türkiye’de emsal ülkelere göre oldukça düşük olan hanehalkı borçluluğu, 2020 yılı ikinci yarısından bu yana azalmaktadır. 2022 yılında hanehalkı finansal kaldıraç oranı, hanehalkı finansal varlıklarının yükümlülüklerinden daha güçlü büyümesiyle gerileme eğilimini sürdürmüştür. Hanehalkı finansal yükümlülüklerindeki artışta ihtiyaç kredileri ve bireysel kredi kartları belirleyici olmuştur. 2022 yılındaki toplam bireysel kredi bakiye artışının yüzde 82’si ihtiyaç kredisi ile bireysel kredi kartlarından gelmiştir. Öte yandan, hanehalkı borçluluğunun büyük ölçüde sabit gelirli kesime ait olması hanehalkının borç ödeme performansına ilişkin göstergeleri güçlendirmektedir.
Hanehalkının finansal varlık kompozisyonunda Türk lirasının payı TCMB’nin liralaşma stratejisinin yansıması sonucu artmaktadır. Hanehalkı varlıklarında Türk lirası mevduata dönüşümü teşvik eden uygulamaların da desteğiyle finansal sistemde yurtiçi yerleşik gerçek kişilerin Türk lirası mevduat payı yüzde 53’e yükselirken, alternatif ürünler ve yurt içi sermaye piyasalarında Türk lirası lehine gelişen dinamikler YP mevduat tercihini azaltmıştır. Hanehalkının mevduat dışı finansal varlıklara ilgisinin artması finansal araçların tabana yayılması açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.
Reel sektör firmaları 2022 yılında da ağırlıklı olarak Türk lirası cinsi borçlanırken, YP kredilerini azaltmışlardır. Reel sektörün bankacılık sektöründen kullandığı Türk lirası krediler 2022 yılında yüzde 94 büyümüştür. YP krediler ise YP borçluluğu YP gelir ile ilişkilendiren kısıtlayıcı makroihtiyati düzenleme, firmaların kur riski yönetiminde artan farkındalığı ve uygun Türk lirası finansman koşulları nedeniyle negatif seyretmektedir.
Reel sektörün net YP pozisyonunda uzun süredir gözlenen iyileşme 2022 yılında da devam etmiş, pozisyon açığı en yüksek düzeyde olduğu 2018 yılı mart ayı sonrasında 108,8 milyar ABD doları azalarak 2022 yılı kasım ayı itibarıyla 86,9 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Reel sektör firmalarının YP finansal borcu 217 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Bu borcun 113,6 milyar ABD dolarlık kısmı yurt içi YP, 103,5 milyar ABD dolarlık kısmı ise yurt dışı YP kredilerden oluşmaktadır.
Reel sektörün kısa vadeli net döviz pozisyonu, kasım 2022 itibarıyla 69,6 milyar ABD doları düzeyinde fazla vermiştir. Firmalar kısa vadeli net döviz pozisyon fazlası vermesi firmaların yeterli likit yabancı para kaynaklara sahip olduğunu ve olası kur şoklarına dayanıklı olduğunu göstermektedir. 2020 yılı üçüncü çeyreğinden itibaren reel sektör dış borç yenileme oranlarında yükseliş eğilimi görülmektedir. 2022 yılı boyunca 6 aylık pencerede bu oranın yüzde 200 üzerinde seyretmesi, küresel ölçekte yaşanan dışsal şoklara rağmen firmaların dış finansmana erişimini koruduğunu göstermektedir. Reel sektör firmalarının Finansal Borç/GSYİH oranı ise 2022 yılı ikinci çeyrek itibarıyla yüzde 67 ile gelişmekte olan ülkeler ve dünya ortalaması olan yüzde 109,9’un belirgin şekilde altındaki seyrini sürdürmektedir.
Ticari kredilerin amacına uygun şekilde iktisadi faaliyetle buluşmasını temin etmek amacıyla makroihtiyati politika seti parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek ölçüde 2022 yılında güçlendirilmiştir. 2022 yılı ikinci çeyreğinden itibaren hem ticari hem de bireysel kredilere yönelik devreye alınan makroihtiyati düzenlemeler sonrasında kredi kompozisyonunda hedeflenen yönde değişim yaşanmış ve toplam kredi büyüme hızlarındaki ivmelenme yavaşlamıştır. Bu dönemde ihracat, yatırım ve KOBİ kredilerini hedefleyen makroihtiyati politikaların beklenen etkileri de gözlenmeye başlamıştır. Türk lirası kredilerde KOBİ payının 2022 yılında 2021 yılına göre yüzde 47’den yüzde 50’ye, ihracat ve yatırım kredi payının yüzde 10’dan yüzde 18’e yükseldiği, hedefli alanlar dışındaki kredi büyümesinin ise yavaşladığı gözlenmiştir. Ayrıca, Türk lirası ticari kredi faizleri genele yaygın bir şekilde gerilemiş, Türk lirası kredi faizleri politika faizi ile daha uyumlu bir aralığa gelmiştir. Bireysel kredi büyümesi ise haziran ayında konut kredileri kredi/değer oranına ve ihtiyaç kredi vadelerine yönelik sıkılaştırıcı önlemlerin katkısıyla ılımlı seyretmiştir. Bankacılık sektörü Türk lirası kredi hacminde bireysel kredilerin payı 2021 yıl sonunda %34,8 iken 2022 yıl sonunda yüzde 29,7’ye gerilemiştir.
Bankacılık sektörünün Tahsili Gecikmiş Alacaklar (TGA) oranı 2021 yıl sonundaki yüzde 3,2 değerinden 2022 yıl sonunda yüzde 2,1’e gerilemiştir. İktisadi faaliyetteki canlılık ve uygun finansman koşullarının hanehalkı ve firmaların nakit akışlarını güçlendirmesi kredi geri ödeme performanslarındaki olumlu görünümü desteklemiştir. Kredi büyümesinin ve standart nitelikli kredilerden yakın izlemedeki kredilere geçiş oranının gerilemesiyle yakın izlemedeki kredilerin brüt kredilere oranı 2021 yıl sonundaki yüzde 11,1 değerinden 2022 yılı Aralık ayında yüzde 8,5’e gerilemiştir. Bankaların salgın döneminde başladıkları ihtiyatlı kredi karşılığı ayırma politikalarına devam ettikleri gözlenmektedir. Yakın izlemedeki krediler ve TGA’lar için ayrılan karşılık oranı 2022 yılı Aralık ayı itibarıyla sırasıyla yüzde 24,8 ve yüzde 86,7 seviyesindedir.
Bankacılık sektörünün sahip olduğu güçlü likidite tamponları, sektörün fonlama ve likidite görünümünü desteklemeye devam etmektedir. 2022 yılı genelinde YP kredi iştahının zayıf olması ve reel sektör firmalarının YP kredilerini azaltmaları bankaların döviz likiditesini desteklemiştir. Bu gelişmeye ilave olarak bankaların dış borcundaki azalma bankaların likidite kaynaklı şoklara karşı direncini artırmaktadır. Toplam ve YP likidite karşılama oranları yasal sınırların oldukça üzerinde seyretmektedir. Türk lirası mevduat hesapları yıl boyunca artış eğilimini korurken Türk Lirası Kredi/Mevduat oranı yüzde 154’ten yüzde 103’e gerilemiştir. KKM uygulaması ve Türk lirası mevduat payını artırmaya yönelik uygulamaya alınan makroihtiyati düzenlemeler banka bilançolarının liralaşmasına önemli katkı sunarken, ters para ikamesini desteklemiştir. 2022 yılında YP mevduat 41 milyar ABD doları gerilerken yıl başında yüzde 35’in altında bulunan toplam mevduattaki TL payı yüzde 50’nin üzerine çıkmıştır.
Bankacılık sektörü dış borç yenilemelerinde temel belirleyici unsurlar küresel finansal koşullarda yaşanan sıkılaşma, artan jeopolitik riskler ve sektörün döviz likiditesindeki yüksek seviye ile buna eşlik eden reel sektörün zayıf YP kredi talebi olmuştur. 2022 yılı genelinde bankacılık sektörünün dış borç yenileme oranı yüzde 90 civarında gerçekleşmiştir.
Bankacılık sektörü 2022 yılı genelinde güçlü bir kârlılık performansı sergilemiştir. 2021 yılında 93 milyar TL olan sektörün birikimli net kârı, 2022 yılında yaklaşık 5 kat artarak 434 milyar TL’ye yükselmiştir. Kârlılık performansının iyileşmesinde, yıl genelinde yüksek seyreden kredi mevduat faiz marjı, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)’ne endeksli menkul kıymet getirileri ile kredi büyümesinden gelen hacim etkili olmuştur. Öte yandan ihtiyatlılık gereği tutulan genel ve serbest karşılık giderlerindeki artış güçlü kârlılık artışını bir miktar sınırlandırmıştır. 2021 yıl sonunda yüzde 14,5 olan özkaynak kârlılığı 2022 yılı aralık ayı itibarıyla yüzde 40,5’e yükselmiş ve sektör kârlılığı sermayeyi desteklemeye devam etmiştir.
Bankacılık sektörünün sermaye yeterliliğindeki güçlü görünüm korunmuş, sektörün sermaye yeterlilik oranları yasal sınırların üzerinde kalmaya devam etmiştir. Salgının, banka bilançolarına yönelik olumsuz etkilerini sınırlamak amacıyla Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)’nun aldığı tedbirler 2022 yılında da uygulanmaya devam etmiştir. Alınan tedbirlerin ve güçlü kârlılık performansı katkısıyla bankacılık sektörü Sermaye Yeterlilik Rasyosu (SYR) 2021 yıl sonunda yüzde 18,4 seviyesinden 2022 yıl sonu itibarıyla yüzde 19,5’e yükselmiştir.
TCMB, finansal istikrara katkı sağlayan çalışmaların yürütüldüğü uluslararası finansal platformlarda yer almıştır. 2022 yılında salgın koşullarındaki iyileşmeye bağlı olarak toplantılar çoğunlukla hibrit şekilde düzenlenmiştir. Finansal sektöre yönelik etkin politikalar geliştirmek için çalışan ulusal finansal otoritelerin ve uluslararası standart belirleyici kurumların çalışmalarını koordine ederek uluslararası finansal istikrarı destekleyen Finansal İstikrar Kurulu’nun (FSB); Genel Kurul ile kırılganlıkların değerlendirilmesi ve standartların uygulanması amacıyla oluşturulan daimî komitelerinin toplantılarına üst düzeyde aktif katılım sağlanmıştır. Ayrıca TCMB, üyesi olduğu FSB teknik alt grup toplantılarına da katkıda bulunmuştur.
TCMB’nin Eş Başkanlığını FSB Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) Bölgesel Danışma Grubu’nun 14 Haziran 2022 tarihinde gerçekleştirilen toplantısında, FSB’nin 2022 yılı çalışma programına ilişkin son gelişmeler, küresel ve bölgesel makroekonomik gelişmeler, finansal piyasa gelişmeleri, bu gelişmelerin bölge ekonomisine yansımaları ile kripto varlıklara ilişkin düzenleme ve denetleme hususları ele alınmıştır. 12 Aralık 2022 tarihinde yapılan toplantıda, FSB’nin 2023 yılı çalışma programı, kırılganlıklar, bölgesel makroekonomik gelişmeler, finansal piyasa gelişmeleri, finansal istikrar konuları ile sınır ötesi ödemeler hususunda bölge ülkeleri ve FSB’nin çalışmaları görüşülmüştür.
Bankaların denetimi alanında genel standartlar belirlemek, üyesi olan otoritelere danışmanlık yapmak ve sermaye ile likidite başta olmak üzere çeşitli alanlarda yeni uluslararası standartlar oluşturmakla görevli olan Basel Bankacılık Denetim Komitesi (BCBS) toplantılarına üst düzeyde katılım sağlayan TCMB, çeşitli alt çalışma grubu toplantılarına da teknik düzeyde katılım sağlamış ve katkı vermiştir.
IMF ve Dünya Bankası (DB) tarafından yürütülen ve ülkelerin finansal sektörlerinin detaylı analizini içeren Finansal Sektör Değerlendirme Programı (FSAP) kapsamında, 2007, 2012 ve 2016 yıllarında değerlendirmeye tâbi tutulan Türkiye’nin 2021 yılı FSAP incelemesi, 20 Eylül – 1 Ekim 2021 tarihlerinde çevrim içi olarak yapılan kapsam misyon toplantıları ile başlamıştır. FSAP heyeti, TCMB’nin de yer aldığı ilgili kamu kurum ve kuruluşları ve özel sektör temsilcileri ile sanal ortamda görüşmeler gerçekleştirmiştir. 2022 yılı ocak ayında başlayan Birinci Misyon toplantıları (çevrim içi) 8 Mart tarihinde yapılan kapanış toplantısıyla sona ermiştir. Ana Misyon toplantıları 15 Haziran - 5 Temmuz 2022 tarihlerinde sanal platformda ve fiziki olarak gerçekleştirilmiştir.
2022 yılında uluslararası finansal kuruluşların çalışmalarının odak noktaları arasında Rusya-Ukrayna çatışmasının küresel finansal istikrara yönelik yarattığı yeni risklerin belirlenmesi ve değerlendirilmesi, banka dışı finansal aracılık sektörünün faydalarını korurken aynı zamanda dayanıklılığının da artırılması, sınır ötesi ödemelerin iyileştirilmesi, dijital inovasyon riskleri ile faydalarının özellikle kripto varlıklar bağlamından ele alınması ve iklim değişikliğinden kaynaklanan finansal risklerin incelenmesi olmuştur. Bu çalışmalara azami düzeyde katkı sağlanması amacıyla Türkiye’de ilgili otoritelerle etkin iş birliği yürütülmüştür.
2021 yılında katılım bankacılığına ilişkin çalışmaları koordine etmek ve bu sektöre ilişkin riskleri analiz etmek üzere Bankacılık ve Finansal Kuruluşlar Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan Katılım Bankacılığı Müdürlüğünün ismi 2022 yılı Mayıs ayında Katılım Finans Müdürlüğü olarak değiştirilmiştir.
2022 yılında katılım bankaları tarafından yapılan öneriler ve ortaya çıkan güncel ihtiyaçlar doğrultusunda TCMB bünyesindeki ilgili birimler ile birlikte çeşitli çalışmalar yürütülmüştür. Döviz ve altın hesaplarının TL mevduat ve katılma hesaplarına dönüşümün desteklenmesi hakkında hazırlanan düzenleme çalışmalarının katılım bankacılığı ve katılım finans esaslarını da kapsayacak şekilde uyarlanması sağlanmıştır. Reeskont kredileri ve zorunlu karşılıklara ilişkin olarak katılım bankalarından TCMB’ye iletilen talepler çerçevesinde teknik ve hukuki nitelikte çalışmalar yürütülmüştür. YUVAM hesaplarının katılım bankaları bünyesinde açılması konusunda gerekli düzenleyici altyapı hazırlanmıştır.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından yürütülen Katılım Finans Strateji Belgesi, Katılım Finans Kanun Teklifi taslağı ve benzeri çalışmalara katkı sunulmuştur. 2022 yılı Ekim ayında yayımlanan Katılım Finans Strateji Belgesi’nde, katılım finans likidite olanaklarının artırılması, diğer Kanunlarda mevzuat değişikliklerine ilişkin önerilerin hazırlanması ve ikincil mevzuatın hazırlanması konularında TCMB sorumlu kurum olarak yer almaktadır.
TCMB’nin hissedar olduğu Uluslararası İslami Likidite Yönetimi Kuruluşu (IILM) ve üyesi olduğu İslami Finansal Hizmetler Kurulu (IFSB) nezdindeki uluslararası toplantılar ve gelişmeler takip edilerek düzenleme çalışmalarına katkı sunulmuş, çeşitli öneriler ortaya konulmuş ve rapor çalışmalarına destek verilmiştir. Bu kapsamda, IILM’in yönetim ve idare organları olan Risk Yönetimi, Denetim Komitesi, İcra Komitesi, Yönetim Kurulu ve Genel Kurul toplantılarına ilgili düzeylerde yıl boyunca katılım sağlanmıştır. IILM’in hissedarı olan TCMB karar süreçlerinde aktif olarak yer almaktadır. 2022 yılında IILM dönem başkan yardımcılığı görevini yürüten Başkan Şahap Kavcıoğlu’nun 2023 yılında da IILM dönem başkanlığını devralacak olması nedeniyle gerekli hazırlık çalışmaları yapılmıştır.
TCMB, IFSB’nin tam üyesi olup IFSB’nin en üst karar organı olan Konsey toplantılarının yanı sıra Teknik Komitesi ve diğer alt çalışma gruplarına ait toplantılara yıl boyunca aktif olarak katılmış ve müzakere edilen konulara görüş bildirmiştir. İSEDAK (COMCEC) bünyesindeki çalışma gruplarından Mali Çalışma Grubu’nun “İslami Finansta Standartlaşma Çabaları” temalı 17’nci ve 18’inci toplantılarına katılım sağlanarak hazırlanan araştırma raporuna çeşitli katkılar sunulmuştur.
TCMB’nin ikili ilişkilerini geliştirme amacı doğrultusunda yurtdışından yapılan katılım finans alanındaki eğitim talepleri karşılanmıştır. Bu kapsamda Bangladeş Merkez Bankasına “Islamic Banking and Shariah Based Financing under the Flagship of Sustainable Financing and Sustainability Issues”, Kırgızistan Merkez Bankasına ise “Risk Management in Islamic Banking in the Fintech Era” konu başlıkları altında sırasıyla mayıs ve ağustos ayları içerisinde eğitimler verilmiştir.